logo

reklam

Vuslat Gecesi


Prof.Dr. Zafer KARAER
ozyalvac@ozyalvac.com.tr

Hz. Mevlana’nın vuslat gecesi, sevgilisine kavuşma gecesi, Şeb-i Aruz, düğün gecesinin 748’cinsini idrak ettiğimiz bugün (17 Aralık 2020); Vuslata, sevgilisine kavuşmaya gidilen yolda uyguladığı vuslat reçetesinde; anladığım kadarıyla; sırayla çile, açlık ve hiçlik olduğu görülür. Çile ilacımız, açlık gıdamız, hiçlik kazancımızdır, der… Çileyi, insanın nefsini kötülüklerden arındıran, onu ahlâkî faziletlerle donatan bir ilaç olarak görür. İlacın etken maddesini ise inciye benzettiği “sabır” olarak bildirir. Bu yüzden manen gelişmek için, kötülüklerden arınmak için sabrı tavsiye eder.

Reçetede ikinci sırada bulunan açlıkla ilgili; “Suyu aramayla daha az uğraş ve susuzluğu ara. O zaman yukarıdan ve aşağıdan sular fışkıracaktır” ve yine “Ruha açlığı yerleştir.. Açlık tüm nahoş şeyleri hoş kılar. Hâlbuki açlık olmaksızın tüm hoş şeyler nahoş olur, reddedilir” diyerek; açlığın sevgiliye giden yolu hoşlandırdığını ifade eder. Hiçlikle ilgili ise “Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken sen “hiç” ol. Menzilin yokluk olsun. İnsanın çömlekten farkı olmamalı. Nasıl çömleği tutan dışındaki biçim değil, içindeki boşluk ise, insanı ayakta tutan da benlik zannı değil, hiçlik bilincidir. Manevi anlamda hiçlik, yaratanın yüceliği ve bilgeliği karşısında, O’na hayranlık ve saygı duyarak, kendi küçüklüğünün farkındalığını yaşama hali olarak açıklanabilir. Hiçlik, büyük bir bilgeliktir. Hiçlikte bilginin getirdiği tevazu vardır. Hiçlikte kendini ve haddini bilme hali vardır. Hiçlikte gurur ve kibir yoktur. Hiçlikte “ben” de yoktur. Çilede sabır, açlıkta boşluk, hiçlikte yokluk sevgiliye giden yolun en temel üçlemesidir.

Vuslat yolunda; hayatta bazı öğrenmelerin önemli olduğunu, bunlardan örnek vermek gerekir ise; öncelikle, düşünmeyi öğrenmenin esas olduğunu; Bunu da “Düşünmeyi öğrendim. Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim.  Sonra sağlıklı düşünmenin, Kalıpları yıkarak düşünmek olduğunu öğrendim” sözleri ile ifade eder (Akademik düşünme öğreniminin şekli de kalıpları yıkarak düşünme olmalıdır!). Bu yolda bir diğer öğrenimin kendini öğrenmek olduğunu; “Okumayı öğrendim. Kendime yazıyı öğrettim sonra… Ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana…” sözleri ile insanın kendi kimliğini tanıma yolunun okuduktan sonra, yazmaktan geçtiğini söyler. Dünyada gerek insanlar, gerekse ülkeler arasında huzur ve mutluluğa giden yolda en önemli öğrenmenin: “Ekmeği öğrendim. Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini. Sonra da ekmeği hakça üleşmenin, bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim” sözleriyle hakça paylaşmanın, yani adaletin barış için çok önemli olduğunu ifade eder. Vuslat yolunun öğrenilmesi gereken son durağı, ölümle ilgili öğrenmeye gelindiğinde; “Her canlının ölümü tadacağını, ama sadece bazılarının (ölmeden ölenler) hayatı tadacağını öğrendim..” şeklindeki ifadesi ile hesaba çekilmeden önce, kendini vereceği hesaba göre hesaba çekerek yaşayarak hayattan tat alabileceğini söyler.. O halde insanın insan gibi hayatı anlayıp anlamlandırarak yaşaması ve vuslatın gerçek manada anlam kazanması için; düşünmeyi, okumayı, yazmayı, adil olmayı ve ölmeden önce, yaşarken ölmeyi öğrenmelidir!..

Tüm bu düşüncelere O’nun; cömertlik, şefkat, merhamet, hoşgörü, tevazu, alçak gönüllülük, aşk, sevgi, dostluk ve “ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol!” konularındaki öğütlerini de hatırlatarak; vuslat gecesinin, gecelerinin; başta ülkemize olmak üzere, coğrafyamıza, dünyamıza, insanlık âlemine sağlık, sevgi, iyilik, barış, huzur, kardeşlik getirmesini diliyor ve vuslat gecesinde Hz. Mevlana’yı, tasavvuf ehlini rahmetle, saygıyla, tüm kalbimle anıyor, mekanı cennet olsun.

Ancak yukarda kısmen bahsedildiği gibi, tüm iyi öğreti ve öğütlere rağmen, bilhassa ölüm silahları ve mikroplarla küresel emperyal güçler tarafından dünya ve insanlığın bugün getirilmiş olduğu salgın hastalık, savaş, açlık, kıtlık ortamında; doğa ve insan ölümlerini görmezden gelir isek; bu dünyanın herkese yeteceğini kabul etmeyip paylaşımda adil olmaz isek; daha büyük felaketlerin sırada olduğu unutulmamalıdır! Dünya insanları olarak bir an önce aklımızı başımıza toplamalıyız!..

Yoksa! bugünleri bile ararız.

Not: Anlamakla ilgili Hz. Mevlana’nın birkaç veciz sözü:

“Birisi güzel bir söz söylüyorsa bu, dinleyenin dinlemesinden, anlamasından ileri gelir”

“Uğraşma boşuna. Seni ancak gördükleri ve duydukları kadar anlayacaklar.”

“Denize testiyi daldırırsan bir testi kadar su alır, gerisi kalır”

“Gördükleri, ancak kendi anladıkları kadarı olacak.”

“Söyleyebildiğin, karşındakinin anladığı kadardır ancak.”

Etiketler: »
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • BÜYÜK BAŞKOMUTAN, BÜYÜK TAARRUZ, BÜYÜK ZAFER…

    30 Ağustos 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    İkinci Viyana kuşatmasından (1683) tam 238 yıl sonra ilk defa Sakarya Meydan Muharebesinde toprak kaybedilmemiş, 22 gün 22 gece (23 Ağustos-13 Eylül) süren “HATTI MÜDAFAA YOKTUR, SATHI MÜDAFAA VARDIR. O SATIH BÜTÜN VATANDIR anlayışıyla gerçekleştirilen SAKARYA meydan savaşında kanlı çarpışmaların ardından durdurulan düşman, Sakarya Nehrinin batısına püskürtülmüş ve bağımsızlık yolunda en önemli adım atılmıştır, düşman ordusunu tamamen yurttan atmak amacıyla bir yıl kadar süren hazırlık döneminden sonra, 26 Ağustos 1922'de Başkomutan Mustafa Kem...
  • SOKAKTAN MECLİSE BÖYLE NEREYE?..

    24 Ağustos 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    O gün sabah erken kalktım. Hava sakindi. Üç gündür dağdan esen sert ve şiddetli, aynı zamanda sıcak rüzgâr dinmişti. Denize gidebilirdim. Mayomu giydim ve yaklaşık 600 metre uzaklıktaki denize hızlı adımlarla kısa sürede ulaştım. Yaklaşık 1 saat deniz kenarında yürüyüş ve yüzmeden sonra biraz yorgun vaziyette dönüş yolunda, bahçesinde etrafı temizleyen 50-55 yaşlarında zaman zaman ayak üstü sohbet ettiğim Hakan’a rastladım. Kendisi mühendisti, zamanında İstanbul da şirketleri ve iyi bir hayatı olmuş, ancak hayatın acımasız yanlarını da yaşam...
  • Kırım – Kongo Kanamalı Ateşi; Keneler ve Düşündürdükleri

    30 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    İçinde bulunduğumuz ay itibarıyla havaların ısınması, yağmurların yağması ile birlikte, bahçe, tarla işleri ile birlikte KENE MEVSİMİNİNİN de başlaması, dolayısıyla Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı ve insanlarda ölümlerin görülmesi söz konusu olabileceğinden, EMEKLİ DE olsam, sorumluluk bilinciyle yıllardır yaptığımız uyarıları, yapılması gerekenleri; YETKİLİLERE, ETKİLENENLERE bir kez daha hatırlatmak istedim.. Ülkemizde 2002 yılında Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi ile gündeme oturan, popüler olan ve 7’den 70’e herkesin tanıdığı keneler, biz...
  • ANTİOKHEİALI YAŞLI KADIN

    25 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Kültür Sanat, Tüm Manşetler

    Üçüncü cemre düştüğünde, karlar erimeye başlamıştı. Kentin sokaklarında eriyen karların suları, bulanık bir şekilde akmaktaydı. Bir zamanlar düzgün taş döşeli olan sokaklar artık bütün özelliğini kaybetmiş, kanalizasyon sistemi tıkanmış, sular caddenin yüzeyinde sessizce akmaya başlamıştı. Bahar güneşinin sıcaklığı kendini iyice hissettirirken, yaşlı kadın kahvaltısını yapmış, mutfağın penceresinden güneşin ışıklarını izleyerek, derin düşüncelere dalmıştı. On üç yaşında evlenip geldiği bu evde geçirmiş olduğu günlerin hayaline dalmıştı ki, hizm...