logo

reklam

Tohumluk, Kooperatifler ve ICAO


Ünal Örnek
unalornek@hotmail.com

Tohum tarımsal üretimin en önemli girdisidir. Bitkisel üretimde verim ve kaliteyi etkileyen başlıca girdidir. Üretime etkisi en az %25, tekniğine uygun tarım yapıldığında bu oran %40’lara kadar çıkmaktadır. Bu özelliği üreticinin üretim gücünü belirleyen ve verimliliği etkileyen en önemli unsurdur. Bugün için tohumluk üretim maliyetlerinin en önemli kalemlerdendir. Tohumluk fiyatları hızla yükselmekte, üreticinin tohumluk fiyatlarına müdahale etme şansı günden güne azalmakta ve hatta son yasal düzenlemeler çerçevesinde yoktur bile denebilir.

Ülkemizde olduğu gibi dünyada da tohumculuk konusunda bugüne kadar olan gelişmeler üreticileri ve örgütlerini tedirgin etmektedir. Çünkü tohumculuk getirilen yasal düzenlemelerle bu alanda rekabet, kalite ve fiyatlarda üretici ve tüketici lehine gelişme ve maliyetleri düşürücü gelişmeler beklenirken ne yazık ki beklenen gelişmeyi sağlanamamıştır. Daha da üzücü olan tohumculukta pazarın zirai ilaç üretimi ve pazarlamasında etkili olan gücün birkaç çok uluslu firmanın eline geçmesi çiftçileri temsil eden ve savunan örgütler tarafından tohumculuğun ve tarımın geleceği için tehlikeli gidiş olarak görülmektedir.

Günümüzde herkes tohumluğun gıda üretiminin temeli olduğunu ve gıda güvenliği için stratejik öneme sahip üretim olduğunun farkındadır. Dünyada ve ülkelerde tohumluk pazarının birkaç firmanın elinde yönetilmesi üreticilere ve tüketicilere güven vermemektedir. Bir buna dünyada Genetiği Değiştirilmiş Tohumlar tartışmaları eklendiğinde tablo daha da karamsar hale dönüşmektedir. Her geçen gün etkisini hissettirmeye başlayan küresel ısınma dünyayı muhtemel bir gıda krizine adım adım yaklaşılması üretici örgütlerini ve tarımsal amaçlı kooperatifleri düşündürmektedir. Birçok ülkede tarımsal amaçlı kooperatifler tohumluk üretim ve pazarlamasında dünyada ortaya çıkan tekelleşme karşısında hazırlı olunmasını üreticinin hak ve menfaatleri kadar toplumun gıda güvenliği için harekete geçilmesi gerektiğine inanmaktadır.

Serbest piyasa düzeninin sağlanması ve bu ortam içinde üreticinin ve toplumun faydasına fiyat oluşması konusunda beklenen gerçekleşmemiştir. Ar-Ge çalışmalarının yüksek maliyetlerine her özel firmanın dayanması mümkün olmamıştır. Tohumluk pazarında yer alan birçok olan özel şirket zaman içinde çok uluslu büyük şirketlerle rekabet şansını yitirmiştir. Daha da kötüsü ülkelerin yerli ve geleneksel tohumluk pazarını yok etmeye yönelik yasal zorlamalar karşısında birşeyler yapılması üretici örgütleri harekete geçmişlerdir.

Tohumluk konusunda yaşanan sorunları dikkate alan başta gelişmiş ülkelerdeki Tarımsal amaçlı kooperatifler ortaklarının hak ve menfaatlerini korumak, ortakları olan üreticilere daha az maliyetli girdi temin etmekte ve bu girdiler arasında tohumluk konusuna özel önem vermeye başlamışlardır. Ülkelerde kooperatifler sahip oldukları mali ve teknik güçleri çerçevesinde ya sadece tohumluk temin edip pazarlamakta, ya da kendi üretip ortaklarına sunmaya başlamışlardır. Bazıları da bu olumsuz gelişmeler karşısında Ar-Ge çalışmalarına da yatırım yapmakta, tohumluk geliştirmek ve üretmektedir. Kooperatiflerin çalışmaları devletçe desteklenmekte, kooperatiflerin tohumculuk çalışmaları sadece ortakları için değil ülkenin tarımsal üretim ve gıda güvenliği için önemli görülmektedir.

Uluslararası Kooperatifler Birliği’nin 8 sektör örgütünden biri olan Uluslararası Tarım Kooperatifleri Örgütü dünyada tarımsal üretim ile ilgili her çalışmayı ve global sorunları yakından takip eden kuruluşlardan biridir. Birleşmiş Milletler ve FAO ile yakın ilişkiler içinde çalışmakta, kırsal kalkınma, tarım, orman ve çevre konularında çalışmalara katkılar sağlamaktadır. ICAO çalışmalarını çevre ve insan yapmakta, dünyanın geleceği için kooperatifçilik değerleri ve ilkeleri çerçevesinde stratejiler geliştirmekte ve uygulamaktadır.

Son yıllarda tarım kooperatifleri dünyada tohumculuk alanındaki tekelleşme ve az sayıdaki şirketin bu alanda pazara hâkim olmasına dikkatleri çekmektedir. Bu gelişmeyi dünya tarımı için bir risk olarak görmektedir. Kooperatiflerin bu alanda ortak çalışması ve işbirliğine gitmesi yönünde üyelerini ve dünya kamuoyunu uyarmaktadır.

Nitekim üretim maliyetlerinde en 19 Ekim 2018 tarihinde Arjantin, Buenos Aires’te gerçekleştirilen ICAO Genel Kurulunda tohumluk ve tohumculukta tekelleşme üzerinde durmuştur. Dünyada tohumculuk pazarındaki değişimi ve pazarda çiftçiler aleyhine ortaya çıkan gelişmeleri ele almıştır. Geleceğe yönelik ortaya çıkan ve çıkacak muhtemel sorunları değerlendirmiştir. Dünyada tohumculukta tür çeşitliliğini, gıda güvenliğini ve çiftçilerin istikrarlı tarımsal üretimini güvence altına almak için, hükümetlerin tohum endüstrisini destekleme ve koruma görevini şart koşan bir Tohum Yasası düzenlemesine ihtiyaç olduğunu ortaya koymuştur.

ICAO üyesi olan kooperatiflerin bu yönde ortak bir çalışma içinde olması gerektiğini, tohumculuk konusunda tarım kooperatiflerinin işbirliği yapılmasının sadece ülkelerinin değil dünyanın gıda güvenliğinin sağlanması için yararlı olacağı ifade edilmiştir.

Tohumculuk ve tohumculuk yasasının getirdikleri ülkemizde de büyük bir sorundur. Yasanın başlangıcından bugüne kadar üretici örgütlerinde çalışan ve tüm gelişmeleri izleyen biri olarak yasa ile ulaşılması beklenen ve gelinen nokta düşündürücüdür. Çiftçi örgütlerinin ve tarımsal amaçlı kooperatiflerin bu tabloyu gerek ortaklarını ve üyelerinin gerekse ülkenin geleceğini düşünerek iyi görmesi ve değerlendirmesi gereklidir. Yerli malı kullanalım derken, yabancı tohum tekellerinin tuzağına düşülmemelidir. Tarım ürünleri ithalatında ülkemizin içine düştüğü durumun dünü, bugünü ve geleceğinin ne olacağı iyi okunmalıdır. Dışa bağımlı bir tohum endüstrisinin ülkenin gıda güvenliğini sağlayamayacağı bilinmelidir. Yerli tohumlarımız ve gen kaynaklarımız stratejik önemi olduğu unutulmamalıdır. ICAO’nun tohumluk konusundaki duyarlılığı ve uyarıları dikkate alınmalıdır.

Etiketler: »
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • BÜYÜK BAŞKOMUTAN, BÜYÜK TAARRUZ, BÜYÜK ZAFER…

    30 Ağustos 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    İkinci Viyana kuşatmasından (1683) tam 238 yıl sonra ilk defa Sakarya Meydan Muharebesinde toprak kaybedilmemiş, 22 gün 22 gece (23 Ağustos-13 Eylül) süren “HATTI MÜDAFAA YOKTUR, SATHI MÜDAFAA VARDIR. O SATIH BÜTÜN VATANDIR anlayışıyla gerçekleştirilen SAKARYA meydan savaşında kanlı çarpışmaların ardından durdurulan düşman, Sakarya Nehrinin batısına püskürtülmüş ve bağımsızlık yolunda en önemli adım atılmıştır, düşman ordusunu tamamen yurttan atmak amacıyla bir yıl kadar süren hazırlık döneminden sonra, 26 Ağustos 1922'de Başkomutan Mustafa Kem...
  • SOKAKTAN MECLİSE BÖYLE NEREYE?..

    24 Ağustos 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    O gün sabah erken kalktım. Hava sakindi. Üç gündür dağdan esen sert ve şiddetli, aynı zamanda sıcak rüzgâr dinmişti. Denize gidebilirdim. Mayomu giydim ve yaklaşık 600 metre uzaklıktaki denize hızlı adımlarla kısa sürede ulaştım. Yaklaşık 1 saat deniz kenarında yürüyüş ve yüzmeden sonra biraz yorgun vaziyette dönüş yolunda, bahçesinde etrafı temizleyen 50-55 yaşlarında zaman zaman ayak üstü sohbet ettiğim Hakan’a rastladım. Kendisi mühendisti, zamanında İstanbul da şirketleri ve iyi bir hayatı olmuş, ancak hayatın acımasız yanlarını da yaşam...
  • Kırım – Kongo Kanamalı Ateşi; Keneler ve Düşündürdükleri

    30 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    İçinde bulunduğumuz ay itibarıyla havaların ısınması, yağmurların yağması ile birlikte, bahçe, tarla işleri ile birlikte KENE MEVSİMİNİNİN de başlaması, dolayısıyla Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı ve insanlarda ölümlerin görülmesi söz konusu olabileceğinden, EMEKLİ DE olsam, sorumluluk bilinciyle yıllardır yaptığımız uyarıları, yapılması gerekenleri; YETKİLİLERE, ETKİLENENLERE bir kez daha hatırlatmak istedim.. Ülkemizde 2002 yılında Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi ile gündeme oturan, popüler olan ve 7’den 70’e herkesin tanıdığı keneler, biz...
  • ANTİOKHEİALI YAŞLI KADIN

    25 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Kültür Sanat, Tüm Manşetler

    Üçüncü cemre düştüğünde, karlar erimeye başlamıştı. Kentin sokaklarında eriyen karların suları, bulanık bir şekilde akmaktaydı. Bir zamanlar düzgün taş döşeli olan sokaklar artık bütün özelliğini kaybetmiş, kanalizasyon sistemi tıkanmış, sular caddenin yüzeyinde sessizce akmaya başlamıştı. Bahar güneşinin sıcaklığı kendini iyice hissettirirken, yaşlı kadın kahvaltısını yapmış, mutfağın penceresinden güneşin ışıklarını izleyerek, derin düşüncelere dalmıştı. On üç yaşında evlenip geldiği bu evde geçirmiş olduğu günlerin hayaline dalmıştı ki, hizm...