logo

reklam

Tarımsal üretim ve maliyetler


Ünal Örnek
unalornek@hotmail.com

Üretim ve maliyet neredeyse her sektörde tartışılan konulardan birisidir. Üretenler ürettiklerinin karşılığını almak ister. Maliyetlerinin üstüne üretimlerini devam ettirecek kadar gelir beklerler.

Üretimden tüketime kadar olan zincirde üretici haklı olarak hakkı olan payı elde etmeyi bekler. Tüketici ise daha kaliteli ve uygun fiyatlı ürün almak ister. Tabii üretimden nihai tüketim noktasına kadar olan pazarlama kanallarında yer alan sanayici ve ticaret kesimi de verdiği hizmete karşılık pay bekler. Çoğu kez aracılar üreticiden daha fazla kazanan taraf olur. Zaten sorunlarda bu noktadan sonra başlar.

Tarım ürünleri pazarlamasındaki bu döngü bazı değişikliklere rağmen tercih edilen ekonomik modeller içinde yıllardan beri işlemeye devam etmektedir. Siste- mi tam kuramayan başta geri kalmış ülkeler olmak üzere bizim de içinde olduğumuz ülkelerde sorunlar bir türlü çözülememektedir. Aksine sorunlar günden güne artarak içinden çıkılamaz hale gelmektedir.  Üretim zarar gördüğü gibi tüketicilerin talepleri karşılanamamaktadır. Dışa bağımlı politikalarla ülkenin gıda güvenliği de uzun vadede tehlike altına girmektedir.

Arzu edilen mevcut kaynakları ile tüketimini karşılayan ve kendine yeterli bir ülke olmaktır. Bunun için üreticinin beklediği maliyetlerinin üstünde gelir elde etmesi, tüketicinin de en kaliteli ve ucuz nihai tüketim maddesine ulaşmasıdır. Bunun içinde pazarlama kanallarının azami ölçüde kısalması gerekmektedir. Kanallarda yer alan sanayi ve ticaret kesiminin de makul bir gelir seviyesine razı olmasıdır.

Pazarlamanın her aşamasında tarafların bir denge içinde sistemi işletmesidir.

Peki günümüzdeki uygulanan ekonomik model, iç ve dış rekabet koşulları karşısında bu denge nasıl sağlanacaktır?

İşte bu noktada bu dengenin sağlanmasında gerçekte en büyük rol devlete düşmektedir. Devletin tarımsal pazarlama sistemini işletecek gerekli yasal düzenlemeleri yapması, alt yapıyı kurması ve sistemin sağlıklı işlemesini sağlaması gereklidir. En önemli hususta halkın refah düzeyinin artması, pazarda sağlıklı bir fiyat oluşumunu sağlayacak bir ortam yaratmasıdır. Bugüne kadar izlenen politikaların yanlışlığı görülerek halkın hak ve menfaatlerini ön planda tutacak bir politika izlenmesidir.

Bugün de yaşadığımız gibi tarımsal üretimde pazarlama sorunları bir türlü çözülememektedir. Bu politikalarla çözülmesi de mümkün değildir. Üretimde ve pazarlamada girdi maliyetleri artmaktadır.

Üreticinin ve tüketicinin alım gücü düşmektedir. Pazarda oluşan yüksek fiyatlar karşısında sorunların çözümü için ithalat gündeme gelmektedir. Herkes biliyor ki tarımsal üretimde pazarlama kanallarımız uzundur ve sağlıklı işlememektedir.

Tarımsal pazarlamadaki sorunların çözümü ülkemizdeki sosyal ve ekonomik çözümü için en önemli adımdır.

Toplumdaki herkesi ilgilendirmektedir. Üretici üretmeli ve tüketici en uygun fiyattan ürün temin edebilmelidir. Bunun için öncelikle geçmiş politikalar iyi değerlendirilmeli yapılan hatalar ve gerçekler iyi görülmelidir. Üretimde devamlılık ve maliyetlerin düşmesi isteniyorsa girdi temini ve kullanımı noktasında tedbirler geliştirilmelidir. Başta gelişmiş ülkeler olmak üzere dünyadaki uygulamaların gösterdiği gerçek sorunun kooperatiflerinde içinde yer aldığı yöntemlerle çözülmekte olduğudur. Tabii ki sistemde hizmet alanına göre özel sektörde yer alacaktır.

Sosyal ve ekonomik açıdan en büyük güvencesi sağlıklı işleyen üretim ve pazarlama politikaları her ülkenin güvencesidir.

Sağlıklı işleyen bir pazar ortamı ve fiyat dengesi için devlet doğrudan ekonomik kuruluşları ile bu pazar içinde yer alamıyorsa, halkın hak ve menfaatleri açısından kooperatiflerin sistemde yer alması için gereklidir.

Üreticilerin kooperatifleri ile girdileri daha ucuz fiyattan almaları, üretim dönemi içinde danışmanlık hizmeti almaları, gerektiğinde ürünlerini işleyerek satmaları, pazardan daha fazla pay almaları, fiyatlardaki oynama ve dalgalanmaların önüne geçilmesi mümkün olacaktır.

Etiketler: »
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • BÜYÜK BAŞKOMUTAN, BÜYÜK TAARRUZ, BÜYÜK ZAFER…

    30 Ağustos 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    İkinci Viyana kuşatmasından (1683) tam 238 yıl sonra ilk defa Sakarya Meydan Muharebesinde toprak kaybedilmemiş, 22 gün 22 gece (23 Ağustos-13 Eylül) süren “HATTI MÜDAFAA YOKTUR, SATHI MÜDAFAA VARDIR. O SATIH BÜTÜN VATANDIR anlayışıyla gerçekleştirilen SAKARYA meydan savaşında kanlı çarpışmaların ardından durdurulan düşman, Sakarya Nehrinin batısına püskürtülmüş ve bağımsızlık yolunda en önemli adım atılmıştır, düşman ordusunu tamamen yurttan atmak amacıyla bir yıl kadar süren hazırlık döneminden sonra, 26 Ağustos 1922'de Başkomutan Mustafa Kem...
  • SOKAKTAN MECLİSE BÖYLE NEREYE?..

    24 Ağustos 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    O gün sabah erken kalktım. Hava sakindi. Üç gündür dağdan esen sert ve şiddetli, aynı zamanda sıcak rüzgâr dinmişti. Denize gidebilirdim. Mayomu giydim ve yaklaşık 600 metre uzaklıktaki denize hızlı adımlarla kısa sürede ulaştım. Yaklaşık 1 saat deniz kenarında yürüyüş ve yüzmeden sonra biraz yorgun vaziyette dönüş yolunda, bahçesinde etrafı temizleyen 50-55 yaşlarında zaman zaman ayak üstü sohbet ettiğim Hakan’a rastladım. Kendisi mühendisti, zamanında İstanbul da şirketleri ve iyi bir hayatı olmuş, ancak hayatın acımasız yanlarını da yaşam...
  • Kırım – Kongo Kanamalı Ateşi; Keneler ve Düşündürdükleri

    30 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    İçinde bulunduğumuz ay itibarıyla havaların ısınması, yağmurların yağması ile birlikte, bahçe, tarla işleri ile birlikte KENE MEVSİMİNİNİN de başlaması, dolayısıyla Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı ve insanlarda ölümlerin görülmesi söz konusu olabileceğinden, EMEKLİ DE olsam, sorumluluk bilinciyle yıllardır yaptığımız uyarıları, yapılması gerekenleri; YETKİLİLERE, ETKİLENENLERE bir kez daha hatırlatmak istedim.. Ülkemizde 2002 yılında Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi ile gündeme oturan, popüler olan ve 7’den 70’e herkesin tanıdığı keneler, biz...
  • ANTİOKHEİALI YAŞLI KADIN

    25 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Kültür Sanat, Tüm Manşetler

    Üçüncü cemre düştüğünde, karlar erimeye başlamıştı. Kentin sokaklarında eriyen karların suları, bulanık bir şekilde akmaktaydı. Bir zamanlar düzgün taş döşeli olan sokaklar artık bütün özelliğini kaybetmiş, kanalizasyon sistemi tıkanmış, sular caddenin yüzeyinde sessizce akmaya başlamıştı. Bahar güneşinin sıcaklığı kendini iyice hissettirirken, yaşlı kadın kahvaltısını yapmış, mutfağın penceresinden güneşin ışıklarını izleyerek, derin düşüncelere dalmıştı. On üç yaşında evlenip geldiği bu evde geçirmiş olduğu günlerin hayaline dalmıştı ki, hizm...