logo

reklam

Prof.Dr.Mehmet Özhanlı: ANA YÜREĞİ

Prof. Dr. Mehmet ÖZHANLI

Allah’ın İnsana verdiği en iyi duygu Analık Duygusudur. Ana rahmine tohum düşüp döllendiğinde, bir canlı büyümeye başlar içinde. Bir can içerisinde başka bir can.

Suyun içerisindeki canını kanıyla, canıyla besler Ana. Her geçen gün büyüyen canlı yavaş yavaş suretlenir ve hareket etmeye başlar. Bedeni, duyguları ve hareketleri içindeki canlıya göre şekillenir Annenin.  Artık kendinden çok canını düşünür. Ömrünün dokuz ayını iki canlı olarak geçirir. Dokuz ayın sonunda bir can yarılarak içinden başka bir can çıkar. Bundan daha büyük bir mucize olamaz. Bir candan başka bir canın çıkması. Bu mucize doğumla bitmez. Doğumdan sonra yavrusunu besleyebilmek için bedeninde kaynayan süt pınarları başka bir mucizeyi gösterir. Bundan sonra anne ömrünü karşılıksız olarak yavrusuna harcar. Onunla hastalanır onunla iyileşir; onunla mutlu onunla mutsuz olur. Bütün canlılardaki anneler aynı duygulara sahiptirler. Yavrusu kötü, deli ve engeli de olsa onun canıdır onun gözünde her şeyden ve herkesten üstündür. Yavrular kötü ve zalim ise bu annenin suçu değildir.

Eğer bütün insan ve insanoğlu bu duyguya sahip olsaydı, dünyada kötülük olmazdı. Bu duyguyu kötüye kullanan insanoğludur. İnsanoğlunun Analık duygusunu anlaması çok zordur. Çünkü o analık duygusuna ve vicdanına sahip değildir. Oğul egemen bir toplum yaratan insanoğlu kötülüğün kaynağıdır. Onların yaptıkları zalimlik ve kötülüklerden acı çeken ve yanan ana yüreğidir. Bu güne dek en doğru söylenen sözlerden bir tanesi “ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar” dır. Tarihin her döneminde bu böyle olmuştur. Milyonlarca örnek verilebilinir. Burada yine Anadolu topraklarında yaşanmış bir annenin dramında bütün annelerin acılarını özetleyelim: Altı kız altı oğlu vardı Niobe’nin. Hayatı çocuklarından ibaretti. Dilinden düşürmezdi çocuklarını ne çok severdi onları. Komşusu Leto ile bir araya geldiklerinde hep kızlarından, oğullarından bahsederdi. Bir kızı ve bir oğlu olan Leto bu durumdan çok rahatsız olurdu. Sadece iki çocuğu olduğuna çok üzülürdü. Günlerden bir gün annelerini üzgün gören Artemis ve Apollon üzüntüsünün sebebini sorunca Leto, Niobe’nin sürekli on iki çocuğuyla övünmesine ve kendisinin sadece iki çocuğu olmasına üzüldüğünü söyledi. Bu durumdan kendilerine vazife çıkaran kardeşler Niobe’nin çocuklarını oklarla vurarak öldürmeye başladılar.

Apollon altı erkeği, Artemis beş kızı öldürdü. Artemis’in hışmından kaçan küçük kız annesinin kucağına sığınmaya çalışırken Artemis sırtından okla vurdu ve küçük kız annesinin kollarında öldü. Canını ona siper eden Niobe onu kurtaramamıştı. Başı yana düşen küçük kızı bağrına öyle bir bastırdı ki kendi canı ona geçsin istedi. Bütün çocuklarının öldürüldüğünü anlayan annenin çektiği acının tarifi yoktur. Artemis ve Apollon’un gazabından korkan İnsanlar, öldürülmüş çocukları defnetmediler. Tanrı bu günahsız çocukları meleklerini göndererek defnetti. Ağlamaktan, dövünmekten bitki düşen Niobe Tanrıya yalvardı ve Tanrı onun duasını kabul etti. Ve onu evlat acısından kurtarmak için kayaya dönüştürdü. Kayaya dönüşmüş olmasına rağmen Niobe’nin gözlerinden akan yaşlar hiç kesilmedi. Hala ağlamakta Niobe. Taşa dönmek bile yüreğindeki evlat acısını dindirmedi. Manisa yakınlarındaki bu kayanın yanında bu gün Mesir bayramı kutlanır. Bir bahar ve bereket bayramıdır. Halka dağıtılan kutsal macun ise kısırlığı önler doğurganlığı kamçılar. Evlatlarının açısıyla ölmüş bu annenin ruhu dünyaya gelen her çocukla yeniden can bulur.

Ey İnsanoğlu! Yani erkekler, kötülükleri bırakıp insan olun. Annenin rengi, dini, dili farklı olsa da evladı hayırsız, yalancı, hırsız, kötü ve zalim olsa da ona kıymayın. Ana yüreği tanrısal adaleti barındırır içinde …

Etiketler: » »
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.