logo

reklam

Pisidia Halkı Homonadlar (2)


Prof.Dr. Mehmet ÖZHANLI
mehmetozhanli@sdu.edu.tr

Galatya Kralı Amyntas, Roma İmparatoru Augustus’un verdiği desteğe o kadar çok güveniyordu ki Homonad Beyini öldürdükten sonra kendine olan güveni iyice arttı. Pisidia Bölgesindeki sedir ormanlarını kesip, Kestros (Aksu) ve Eurymedon (Köprüçay) nehirlerini kullanarak Side Limanı’na götürüp büyük paralar kazandı. Side Limanın da sattıkları sadece sedir ağaçları ve bölge halklarından aldıkları değildi. Egemen olduğu bölgelerde kendisine sorun çıkaranları toprağından, köyünden, yaylasından çığlıklar arasında kopararak Side liman’ında demirleyen gemilerde bekleyen tacirlere köle olarak satıp hem para kazanıyor ve hem de halka gözdağı vererek yönetim gücünü pekiştiriyordu. Elleri ayakları zincirlerle prangalanmış gemilere bindirilen kadınlar, erkekler gözyaşları arasında hıçkırıklara boğularak bir daha hiç göremeyecekleri anne – babalarını, çocuklarını, akrabalarını ve yurtlarını düşünerek Torosların zirvelerine bakar, kan çanağına dönmüş gözlerine yansıyan son resmi zihinlerine kaydetmeye çalışırlardı. Birçoğunun ruhu gemiye bindirildikleri anda gövdelerini terk eder, baktıkları Torosların zirvelerine yükselirdi. Uzaklaşan gemilerde sadece bedenler taşınırdı.

Kocası öldürülen Homonad kraliçesi, yüksek bir kayanın üzerine kurulmuş, Orta Torosların zirvesinde Aksu Vadisine hâkim kartal yuvasına benzeyen Kremna kentinde yaşıyordu. Kocası öldürüldüğü günden beri kentin kalesinin doğu burcuna çıkıp güneşin ilk ışıklarıyla beyinin her zaman geldiği yola bakar ona ve yoldaşlarına ağıtlar yakardı. Kocasını öldürüp kabileleri tutsak kölelere dönüştüren Kral ölmedikçe içindeki ateşin sönmeyeceğini bilen kraliçe, intikam ateşiyle yanan gençleri tehlikeye atmadan bir plan kurdu. Amyntas’a tacını göndererek egemenliğini tanıdığını ve artık onun bir tebaası olduğunu ve de onu ağırlamaktan büyük mutluluk duyacağını bildirdi. Elde ettiği zenginlikle güç hastalığına tutulan kral, bu daveti birazda gövde gösterisine dönüştürmek için hemen kabul etti. Kralın geleceği gün siyah yas elbiselerini çıkarıp kocasının ve onunla birlikte öldürülen Homanadların kanını hatırlatan Laodikia’da dokunmuş al renkli yumuşak elbiselerini giydi. Uzun saç örgülerini yastan dolayı kestiğinden kısa siyah saçlarını, yüzüne uygun biçimlendirerek, Lydia işi, altından geniş halkalı küpelerini ve kalın zincir gerdanlığını taktı. Kraliçe, takılan kölelik zincirinden halkını kurtarmayı tasarlamanın verdiği mutlulukla, o gün daha bir güzel görünüyordu.

Kralı kentin kapısında karşıladı. Dul kraliçenin ve etrafındaki kadınların güzelliğini gören Amyntas, onun öldürdüğü beyin karısı olduğunu unutup, hazırlanan şölende kadeh üstüne kadeh Amblada şarabını içti. Kralın adamlarına da hazırlanan lezzetli yemeklerin yanında aynı şaraptan ikram edildi. Şölenin ilerleyen saatlerinde rahatlayıp gevşeyen kralın adamları, Homonad gençleri tarafından öldürüldü. Geceyi kraliçenin yatağında geçirmeyi hayal eden Amyntas, verilen zehrin etkisiyle hiçbir şey yapamadan başı kesilene kadar kendisine yapılanları çaresizlik içerisinde izlemek zorunda kaldı.

Ana karargâhını Antiokheia’da kurmuş olan Amyntas, daha önce Beyini öldürüp mallarına konduğu Eski İsauria yakınlarında kendisine inşa ettirdiği karargâhı ve sarayı tamamlayamadan kesilen başında açık kalan gözleriyle dünyaya veda etti. Bu ve bunun gibi açgözlüler kendi çıkarları için Roma gibi sömürgeci bir devletin Anadolu’ya yerleşip uzun yıllar burada yaşayan halkları sömürmesine zemin hazırladır.

Kral Amyntas’ın öldürülmesi, Homonad kabileleri ve komşu bölgelerde büyük bir sevinçle karşılandı. Ancak, Amyntas gibilerinin piyon olduğunu bilen yaşlılar kendilerini bekleyen esas felaketin yakın olduğunu anlayacak kadar tecrübeye sahiptiler. Zaman kaybetmeden bütün kalelerin daha güçlü tahkim edilmesi için gençleri teşvik ederek, bu dağlık coğrafyada haberleşmeyi sağlayan kulelere daha dikkatli gözcüler yerleştirdiler.

Yandaşı Amyntas’ın MÖ 25 yılında, Homonadlar tarafından tuzağa düşürülerek öldürüldüğünü haber alan İmparator Augustus, bu halk ve yaşadığı coğrafya hakkında oldukça detaylı bir rapor istedi.

Roma – Homonad savaşı ve sonuçları haftaya…

Etiketler: »
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • BÜYÜK BAŞKOMUTAN, BÜYÜK TAARRUZ, BÜYÜK ZAFER…

    30 Ağustos 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    İkinci Viyana kuşatmasından (1683) tam 238 yıl sonra ilk defa Sakarya Meydan Muharebesinde toprak kaybedilmemiş, 22 gün 22 gece (23 Ağustos-13 Eylül) süren “HATTI MÜDAFAA YOKTUR, SATHI MÜDAFAA VARDIR. O SATIH BÜTÜN VATANDIR anlayışıyla gerçekleştirilen SAKARYA meydan savaşında kanlı çarpışmaların ardından durdurulan düşman, Sakarya Nehrinin batısına püskürtülmüş ve bağımsızlık yolunda en önemli adım atılmıştır, düşman ordusunu tamamen yurttan atmak amacıyla bir yıl kadar süren hazırlık döneminden sonra, 26 Ağustos 1922'de Başkomutan Mustafa Kem...
  • SOKAKTAN MECLİSE BÖYLE NEREYE?..

    24 Ağustos 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    O gün sabah erken kalktım. Hava sakindi. Üç gündür dağdan esen sert ve şiddetli, aynı zamanda sıcak rüzgâr dinmişti. Denize gidebilirdim. Mayomu giydim ve yaklaşık 600 metre uzaklıktaki denize hızlı adımlarla kısa sürede ulaştım. Yaklaşık 1 saat deniz kenarında yürüyüş ve yüzmeden sonra biraz yorgun vaziyette dönüş yolunda, bahçesinde etrafı temizleyen 50-55 yaşlarında zaman zaman ayak üstü sohbet ettiğim Hakan’a rastladım. Kendisi mühendisti, zamanında İstanbul da şirketleri ve iyi bir hayatı olmuş, ancak hayatın acımasız yanlarını da yaşam...
  • Kırım – Kongo Kanamalı Ateşi; Keneler ve Düşündürdükleri

    30 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    İçinde bulunduğumuz ay itibarıyla havaların ısınması, yağmurların yağması ile birlikte, bahçe, tarla işleri ile birlikte KENE MEVSİMİNİNİN de başlaması, dolayısıyla Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı ve insanlarda ölümlerin görülmesi söz konusu olabileceğinden, EMEKLİ DE olsam, sorumluluk bilinciyle yıllardır yaptığımız uyarıları, yapılması gerekenleri; YETKİLİLERE, ETKİLENENLERE bir kez daha hatırlatmak istedim.. Ülkemizde 2002 yılında Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi ile gündeme oturan, popüler olan ve 7’den 70’e herkesin tanıdığı keneler, biz...
  • ANTİOKHEİALI YAŞLI KADIN

    25 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Kültür Sanat, Tüm Manşetler

    Üçüncü cemre düştüğünde, karlar erimeye başlamıştı. Kentin sokaklarında eriyen karların suları, bulanık bir şekilde akmaktaydı. Bir zamanlar düzgün taş döşeli olan sokaklar artık bütün özelliğini kaybetmiş, kanalizasyon sistemi tıkanmış, sular caddenin yüzeyinde sessizce akmaya başlamıştı. Bahar güneşinin sıcaklığı kendini iyice hissettirirken, yaşlı kadın kahvaltısını yapmış, mutfağın penceresinden güneşin ışıklarını izleyerek, derin düşüncelere dalmıştı. On üç yaşında evlenip geldiği bu evde geçirmiş olduğu günlerin hayaline dalmıştı ki, hizm...