Son Dakika
İçişleri Bakanı Sayın KORKUT ÖZAL
Anarşiyi Sade Halkta Aramayınız, Emniyet Teşkilatındaki Komiseriniz de Anarşi Yaratıyor
Anarşi konusunda göreve geldiğinizden bu yana gösterdiğiniz ciddi eğilimlerinizi takdir ederken, anarşinin ülkede sadece halkımızda, gençlerde, öğrencilerde olduğunu düşünmemenizi, görmemenizin, iç güvenlikle ilgili Emniyet teşkilatınızda da yan tutarak anarşi yaratmak ve körüklemek isteyen komiserler olduğunu size ihbar ettiğimiz halde bugüne kadar hiçbir işlem yapılmadığını da duyuyoruz.
İlçemizde görevli ve ne oldum delisi olarak kendini gören emniyet komiseriniz Yalvaç’ta anarşiyi yaratmak ve körüklemek için öğrenci gençlere sataşmakta, onları tahrik edip olay yaratmak istemektedir. Öte yandan bir kamu görevi olan gazetecilik görevini yapan bizlere de zaman zaman hakaret ettiği gibi küfürlere de maruz kalmaktayız.
Size de daha önce duyurduğumuz gibi izinsiz görev yerini terkedip pavyon karılarıyle alem yaptıktan sonra bizlere saldırıp hakarette bulunmuştur. Ayrıca bir gazeteci olan bizlere rastladığı her yerde hakaretamiz tavırlar takınmakta, gazetemiz dağıtım görevlisine ve bana gıyabımda hakaret etmektedir.
Artık anarşi böylece sizin komiseriniz tarafından yaratılmaktadır. Birgün şayet bir olay çıkarsa bunun müsebbibi komiseriniz olacaktır. -22 Ağustos 1977, Sayı: 411-
—————–
Terziler Derneği KOOPERATİF Kurdu
İlçemizde Terziler ve Hazır Elbiseciler Derneğince Bağkur kredisinden yararlanmak amacıyla ilçemizdeki terzi ve hazır elbiseci esnafı “S.S. Yalvaç Terzi ve Hazır Elbiseciler Bağkur Kredili Toplu İşyeri ve Konut Yapı Kooperatifi” adı altında bir kooperatif kurmuşlardır.
Yakup Gökçer, A.Osman Özer, Ramazan Cesur, Ömer Arıtürk, Hidayet Sarıoğlu, Ali Selver ve H. İbrahim Nart’tan oluşan kurucu heyet kooperatifin kuruluş belgelerini ilgili mercilere vermişlerdir.
-22 Ağustos 1977, Sayı: 411-
—————–
Mübarek Ramazan-ı Şerif Geldi
Tüm dünya Müslümanlarınca kutsal bilinen ve bir ay süre ile oruç tutarak iddet edilen Mübarek Ramazan ayı geçtiğimiz Salı (16 Ağustos) günü başlamıştır.
Ramazan-ı Şerif’in tüm halkımıza mübarek olmasını dileriz. -22 Ağustos 1977, Sayı: 411-
—————–
Kim Ne Kadar Vergi Ödedi (Geçen sayıdan devam)
Aziz Gündoğan, Bakkal: 100 Tl.
Sadık Arıcan, Yumurtacı: 475 Tl.
A.Hamdi Öztaş, G.M.S. İradı: 2865 Tl.
Tahsin Şanlı, Yün-Yapağı Tic.: 320 Tl.
M.Emin Altınbaş, Manifaturacı: 925 Tl.
Bekir Bilgiç, Yün-Yapağı Tic.: 320 Tl.
Hasan Çavdar, Çerçi: 340 Tl.
Tacettin Aydınlı, Manifaturacı: 665 Tl.
Serin Tosun, Terzi: Vergisiz
Emin Karlıdağ, Tuhafiyeci: 1090 Tl.
İsmail Akkaş, Çilingir: 560 Tl.
Hasan Kuyucu, G.M.S. İradı: 990 Tl.
D.Ali Şenol, Züccaciyeci: 3450 Tl.
Ahmet Su, Bakkal-PTT Acentası: 700 Tl.
Ahmet Aksu, Bakkal-PTT Acentası: 1200 Tl.
Mehmet Bozkur, Bakkal-PTT Acentası: 1005 Tl.
Cahit Selçuk, Bakkal-PTT Acentası: 700 Tl.
Mehmet Mete, Kavaf: 815 Tl.
Süleyman Mumcu, Eski Elbise Tam.: 120 Tl.
H.Hüseyin Kondal, Keçeci: 60 Tl.
Rakim Tuncer, G.M.S. İradı: 1695 Tl.
M.Ali Acar, Kiremit İmalatcısı: 1505 Tl.
Adil Durucan, Yağlı Boya Sat.: 15 Tl.
Y.Kenan Sevimli, G.M.S. İradı: 645 Tl.
Salih Çetinkaya, Debbağ: 160 Tl.
Baki Keçeci, Debbağ: 120 Tl.
Mustafa Aköz, Tornacı: 550 Tl.
M.Zihni Çetinkaya, Debbağ: 225 Tl.
İbrahim Yıldız, Taş Ocağı İşl.: Vergisiz
Kemal Kahraman, Halıcı: 3340 Tl.
Mustafa Çalışkan, Konfeksiyon: 785 Tl.
Ziya Durucan, Yağlı Boya Sat.: 105 Tl.
İsmet Bilgili, Bakkal-PTT Acentası: 30 Tl.
Hidayet Sarıoğlu, Terzi: 960 Tl.
Mustafa Gündoğan, Nakliyeci: Vergisiz
Mehmet Dal, Nakliyeci: 100 Tl.
Necati Özerden, Çurçır Topu İmalatçısı: 60 Tl.
Ramazan Sevil, İnşaat Müt.: 420 Tl.
Hikmet Mutlu, Tuhafiyeci: Vergisiz
Hasan Büyükkutlu: G.M.S. İradı: 210 Tl.
Yusuf Erdal, Yün- Yapağı Tic.: 5t45 Tl.
Süleyman Kış, Kiremit İmal.: 970 Tl.
Arif Karakaya, G.M.S. İradı: 180 Tl.
Avni Kılınç, Hizarcı: Vergisiz
Ergün Daylan, İnşaat Müt.: 5905 Tl.
Halise İnanıcı, G.M.S. İradı: 887 Tl.
Mustafa İnanıcı, G.M.S. İradı: 4390 Tl.
Hasan Ölmez, Fırıncı: 5325 Tl.
Kadir Ölmez, Fırıncı: 385 Tl.
Mehmet Yöntemli, Yün-Yapağı Tic.: 385 Tl.
Hidayet Tütüncü, Fırıncı: 490 Tl.
Fevzi Kitapçı, Bakkal: 490 Tl.
Hayati Özerden, Nakliyeci: 1650 Tl.
Haydar Özkan, Değirmenci: 390 Tl.
Muammer Gülsoy, Bakkal: 2510 Tl.
Muammer Taşer, Radyo Tamircisi: 647 Tl.
Halil Türker, Tuhafiyeci: 1050 Tl.
İsmet Durutürk, Kiremit İmalat.: 305 Tl.
Mustafa Eyi, Çorapçı: 460 Tl.
Mustafa Kuyucu, Bakkal: 2040 Tl.
Ali İhsan Tutam, Pegagaz Bayii: 6850 Tl.
Mehmet Kendirli, Mobilyacı: 547 Tl.
Raşit Köse, Taşaron: Vergisiz
İbrahim Çarkıcı, Hizarcı: Vergisiz
Adem Çivici, Terzi: 225 Tl.
M.Ali Aydın, Bakkal-Ptt Acentası: 550 Tl.
Halil Gemici, Bakkal-Ptt Acentası: 385 Tl.
Ramazan Aslan, Değirmenci: 20 Tl.
Mehmet Aslan, Değirmenci: 125 Tl.
-22 Ağustos 1977, Sayı: 411- (devamı var)
——————–
Vali ÇAKMAK İlçemize Geldi
Isparta Valisi Sabahattin Çakmak, geçtiğimiz hafta içinde ilçemize gelerek göreviyle ilgili denetlemelerde bulunmuştur.
İlçemizdeki resmi daireleri birer birer denetleyen Vali Çakmak bu arada bazı heyetlerle de görüşmüştür.
CHP Heyeti Valiyle Görüştü
Vali S. Çakmak’ın ilçemizi ziyareti sırasında CHP İlçe Yönetim Kurulu üyelerinden oluşan bir heyet Kaymakamlıkta kendisiyle görüşmüşlerdir. Görüşmede CHP İlçe Başkanı Kamil Yurtsever, İlçe Sekreteri Ruşen Özgül, Sayman Remzi Çetin, Yönetim Kurulu Üyeleri Av. Cemal Özkan ve A.Aslan Uyaroğlu hazır bulunmuşlardır. Heyet Vali’ye ilçede emniyetçe özellikle Emniyet Komiserinin hareketleriyle huzursuzluk yaratılmak istendiğini buna karşı önlem alınmasını istemiştir.
Vali Çakmak’la görüşen ikinci heyet ise Yalvaç TÖB-DER Şubesi yöneticileri olmuş ve öğretmenlerin maaş mutemetliği konusu konuşulmuştur. Görüşmenin sonucunun menfi olması ilçemiz öğretmenleri arasında tepkiyle karşılanmıştır. -29 Ağustos 1977, Sayı: 412-
————-
İçişleri Bakanı Korkut ÖZAL Dileğimizi Cevapladı
Gazetemiz sorumlusu Ruşen Özgül’e haksız hakaretler ve tavırlarda bulunup görevinin gerektirdiği tarafsızlık ilkesi dışında hareket eden Yalvaç Emniyet Komiseri hakkında İçişleri Bakanı Sayın Korkut Özal’a sunduğumuz dilekçemiz kendisi tarafından cevaplanmıştır.
Cevap aynen şöyledir:
“Muhterem Ruşen Özgül / Gazeteci – Yalvaç/Isparta
Dilekçeniz Emniyet Genel Müdürlüğüne intikal ettirilmiştir.
Neticeden haberdar edileceksiniz.
Bilgilerinize rica ederim. 22/8/1977
Prof. Korkut Özal”
İçişleri Bakanımız Sayın Prof. Korkut Özal’a teşekkürlerimizi arzederiz.” -29 Ağustos 1977, Sayı: 412-
——————
TÖB-DER’li Öğretmenler Bu Ayki Maaşlarını Mutemetten Alamayacaklar
Yanlış ve yasalara aykırı bir şekilde yapılan atamayla getirilen Öğretmen Maaş Mutemedi konusu ilçemizdeki ilkokul öğretmenleri arasında büyük tepkiye neden olmuştur.
Bugüne kadar iki maaş mutemediyle yürütülen Mutemetlik, usulsüz bir genelgeyle ve valiliğin yaptığı ayrıcalıklı uygulaması sonucu TÖB-DER’li öğretmenler üzerinde politik olduğu gibi ekonomik baskıların sürdürülmesine devam edilmektedir.
Politik görüş ve düşünüşle atanan yeni maaş mutemedinden Eylül aylıklarını almak istemeyen TÖB-DER’li öğretmenler Danıştay’a başvuracaklarını belirtmişlerdir. -29 Ağustos 1977, Sayı: 412-
—————–
Emniyet Arama Tarama Yaptı
Uzun süredir sıkı bir şekilde arama taramalara girişen Emniyet teşkilatı. Geçtiğimiz hafta içerisinde bu kez umuma açık işyerlerine yaptıkları ani baskınla arama yapmıştır.
Başlarında Kaymakam vekili Mehmet Gündoğdu ve Emniyet Amiri olduğu halde ani baskınlar düzenleyen Emniyet ekipleri geçtiğimiz Çarşamba akşamı kahvehaneler, parklar ve eğlence yerlerinde arama tarama faaliyetinde bulunmuşlardır.
Tabanca Bulundu
Emniyet’in bu arama tarama faaliyetinde M.Ö. adlı bir şahısta 9 mermisiyle birlikte bir tabanca bulunmuştur. Üzerinde tabancayla yakalanan M.Ö. adlı şahıs gözaltına alınmış hakkında tahkikata geçilmiştir. -29 Ağustos 1977, Sayı: 412-
————–
Mandofon muyuz?
Doğalıberi soydular, soğana çevirdiler, sömürdüler beni. Bir adımı bile benim isteğime bırakmadılar bu insanlar. Hem öyle bir sömürdüler ki mandofon cinsi inek yerine koyup günde yirmi otuz kilo süt almak için bir tutam otla oyaladılar. Otla oyalandık ve de yirmi otuz kilo sütü de verdik. Kara sığır cinsi inek değil öz be öz Mandofun olduk. Hep alır, hep alır, hep alırlar. Vermezler, ya da bir tutamcıkla kandırırlar. Nasıl mı? Bakın şöyle kendinizi, yaşamınızın tüm çağlarını göz önüne getiriniz.
Doğduğumuzda ya dedemizin ya ninemizin adı miras kalmıştır. Bir emrivakiyle başkasının adını alırız. Daha gözümüzü açtım açıyorum derken okul çağı gelir, Okulda da gözünün yaşına bakmaz bindirirler ders ders üstüne… Senin yeteneğince seni eğitmezler. Yani adın gibi eğitimin de ambargolu olur. Yaş onsekiz diyende yeni bir çağa girersiniz, hem de nasıl bir çağ. Artık hep verme, sömürülmenin en azılı çağıdır. Vergi derler verirsin, hadi askere derler onu da yaparsın. Yani taban yerin sulak tarlası gibi bire elli oranında verimli olursun. Ama yirmi iki yaşına kadar oy bile kullandırmazlar. Hoş oy kullanmaya kalkışsan ya kütüklerde adın geçmez, ya da seçmen kartını bulamazsın…
Buraya kadar aslan vatandaş, sevgili hemşehrisin. Sırtını sıvazlar birisi, diğeri de kene gibi kemirmeye devam eder. Karşındakiler Alma ağacının altında doğmuş sen ise Verme ağacının altında doğmuşundur. Askerlik görevini yaparsın, şöyle kendi gönlünce bir evlenme seçeneğin bile yoktur. Bulurlar sende bulduklarını almak zorunda kalırsın. Bu kez sömürülme daha da artmış karı çoluk çocuk derken herkes kuyruğa girer, bir insan oğlunun ömrü üç aşağısıyle beş yukarısıyle böyledir. Öyle değil mi?
Ah keşke bununla da kalsa .. Daha bitmedi bir başka aradan fırlayıveren sömürme araçları çıkar ortaya. Bir yerde yangın mı oldu, deprem mi, veya buna benzer bir felaketmi oldu… Haydi bir kampanya… Senden aldıklarını zanneder misin ki felaketzedelere verecekler. Asla… Kurulur Amerikan pazarıvari pazarlar. Senin iyi niyetli yardımların orada satılır. Bazısınin felaketi bazısının hamiyeti bazılarınca pazarlanır. Böylece arada bir sık sık sömürürler seni. ÜIkemizde sömürme yöntemleri çok olduğu gibi yöneticiler de buna bile bile alet olurlar. Belki de bilerek yaparlar, kurnazdırlar çünkü.
Büyük gazetelerde de manşet yazılar: “Kemerleri sıkalım…” İyi hoş amma bir ben mi, yani yoksulluktan, sömürülmekten canı çıkmış halk mı sıkacak kemeri sadece… Yiğen Y…’lar, birader A…’ler için mi sıkacağız kemerleri? Bu kabil yükler hep bana mi yüklenecek be anam babam.. Acep kemer kuşanacak bel, semer vuracak ense kaldı mı ki bizde. Enerji Bakanlığı “birer lâmba söndür” parolasıyle yola çıkıp enerji sorununu çözümlemeye kalkıştı. Zaten benim evimde tek lâmba yanar. Onu da söndürsem karanlıktayım. Hoş, zaten aydınlıkta da değiliz Allaha şükür ya. Neyse…
Kodaman kodaman, kocaman kocaman şehirlerde insanların lambalarından başka aplik, abajur, avizeleri aynı anda yanarken çimeceği suyu bile elektrikle ısıtan yümsek şahsiyetlere neden söz geçiremezler? Resmi dairelerde hem kalorifer hem elektrik sobası kullananlara söyleyemezler.
Bu sözlerin muhatabı hep benim: “Kemerleri sıkalım…”, “Birer lâmba söndür…”. Hep benden medet umarlar. Öyle ya ben mandofon cinsi inek gibi sağılmak için, onlarsa sağmak için dünyaya gelmişiz.
Makam arabalarına binerler. Her bir makam arabası dörtyüz bin lira imiş, şevroleymiş, gavur malıymış. Kilometredede yüz kuruşa yakın yakarmış.
Halkına kemer sıktırıp saltanat arabalarıyle hazinede büyük gedikler açanlara diyemezler kemer sıkınız diye. Değeri yüzbin, yaktığı 25-30 kuruş olan yerli arabalar kullansalar makamdan düşmüş mü olurlar sanki?..
Ar yılında değil kâr yılında olduğumuzu halkımız kadar bize kemer sıktıranlar da ah bir anlasalar Benim DEVLETİM daha güçlü devlet, halkım daha canlı, vakur bir halk olacaktır.
Bir tutam otla aldatılıp günde enayicesine yirmi otuz kilo süt veren montafon olmaktan bıktı artık halkımız. Uyanın beyler, titreyin ey insanlar. Alemi kör kendinizi kurnaz görmekten vazgeçiniz.
Ruşen ÖZGÜL -29 Ağustos 1977, Sayı: 412-
Etiketler: 22-29 Ağustos 1977 » arşiv » Özyalvaç GazetesiYorum yapabilmek için Giriş yapın.
BENZER HABERLER