logo

reklam

MAYALARIN ROMANTİK HÜLYASI


admin
ozyalvac@hotmail.com

Bin yıllar öncesinden uzayla, güneşle ve yıldızlarla ilgilenen Mayalar, bir gün gelip güneşin enerjisini tüketeceğini ve dünyamızın da yok olacağını tahmin edebiliyorlardı.

Ölümden sonra gidecekleri yeni dünyanın, daha güzel olduğuna inanıyorlardı.

Takvimlerinde kıyamet günü olarak gösterilen tarih ise; çoktan geldi geçti. Heyecanla uzaya bakanlar oldu. Öyle bir şey göremediler. Birçok medyum ve falcı; “Şu tarihte kopacak!” diye, insanları heyecanlandırdılar. Onlar da yalan çıktı.

Biz çocukken eski Arap takvimindeki yıllara göre; “Elli altıda kopmam; seksene varmam demiş, kıyamet!” diye bir söz dolaşırdı.

Kim işitmiş; kimden işitmiş belli değildi. Dünya kendisi mi konuşmuş; yoksa bir din adamı mı?” bilemezdik.

Kıyamete hazırlanmak ve içimizi dolduran korkudan kurtulmak için; evlerimize gidip saklanırdık.

Bu adaletsiz dünyada çoğu sömürücü ve katil ruhlu olan insanlar; yok olmayı hak ediyor. Başka insanları yok etmek için depoladıkları binlerce ve milyonlarca atom ve hidrojen bombaları; büyük tehlike ve tehdit olarak duruyor.

Kıyametin onlar tarafından koparılıp insanlığın yok edilmemesi için; depoladıkları hidrojen ve atom bombalarının etkisiz hale getirilmesi şarttır.

Onlar patlayıp da dünyanın kıyameti olursa;  yalnız kendileri değil; bütün insanlar yok olacak!

Yer küreyi sürekli savaşlarla ve nükleer bomba tehditleriyle soyup duran sömürgeciler, elbette cehenneme gitmeliler. Fakat, güçsüz ve suçsuz olan; üstelik sömürgecilerin maşası konumundaki aç gözlü yöneticiler tarafından perişan edilen uluslar; yok olmayı ve cehenneme gitmeyi hak etmemişlerdir.

Maya kabilelerinin topu tüfeği yoktu. Dürbün ve bugünkü olanakları da yoktu. O yüzden Avrupa’dan gelip ülkelerini istila eden yamyam tabiatlı Kuzey ırkı (Avrupalılar) tarafından yok edildiler. Onların, kendilerine cehennem edilen dünyaya, kısa bir ömür biçerek kıyametin adaletini beklemek haklarıydı.

Birkaç yıl önce bazı falcılar ve kahinler; “Kıyametin kopacağını; fakat İzmir’in Şirince (Eski adı Çirkince) köyü ile, Fransa’daki bir dağ köyünün zarar görmeyeceğini” iddia ettiler.

Bazıları oralardan ev alıp yerleşti.

Zavallı Mayalar ise Şirince köyünü de, Fransa’daki daha uyduruk dağ köyünü göremezlerdi ki! Zaten o zaman o köyler de yoktu.

Rahmetli hemşerim Nasreddin Hoca, “Kıyamet ne zaman kopacak?” diye soranlara:

“Eşim ölünce küçük kıyamet; ben ölünce büyük kıyamet kopacak” diyerek; en doğru tahmini yapmış.

Ben de dünyadaki sömürgeci ülkelerin ve onların bizim gibi masum ülkelerdeki ajanlarının yok olup gitmelerini hayal ediyorum.

Avrupa’dan gelen Yankilerin yok olup gitmesini hayal etmek de Mayaların ve Kızılderililerin de hakkıydı, elbette!

Etiketler: »
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • BÜYÜK BAŞKOMUTAN, BÜYÜK TAARRUZ, BÜYÜK ZAFER…

    30 Ağustos 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    İkinci Viyana kuşatmasından (1683) tam 238 yıl sonra ilk defa Sakarya Meydan Muharebesinde toprak kaybedilmemiş, 22 gün 22 gece (23 Ağustos-13 Eylül) süren “HATTI MÜDAFAA YOKTUR, SATHI MÜDAFAA VARDIR. O SATIH BÜTÜN VATANDIR anlayışıyla gerçekleştirilen SAKARYA meydan savaşında kanlı çarpışmaların ardından durdurulan düşman, Sakarya Nehrinin batısına püskürtülmüş ve bağımsızlık yolunda en önemli adım atılmıştır, düşman ordusunu tamamen yurttan atmak amacıyla bir yıl kadar süren hazırlık döneminden sonra, 26 Ağustos 1922'de Başkomutan Mustafa Kem...
  • SOKAKTAN MECLİSE BÖYLE NEREYE?..

    24 Ağustos 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    O gün sabah erken kalktım. Hava sakindi. Üç gündür dağdan esen sert ve şiddetli, aynı zamanda sıcak rüzgâr dinmişti. Denize gidebilirdim. Mayomu giydim ve yaklaşık 600 metre uzaklıktaki denize hızlı adımlarla kısa sürede ulaştım. Yaklaşık 1 saat deniz kenarında yürüyüş ve yüzmeden sonra biraz yorgun vaziyette dönüş yolunda, bahçesinde etrafı temizleyen 50-55 yaşlarında zaman zaman ayak üstü sohbet ettiğim Hakan’a rastladım. Kendisi mühendisti, zamanında İstanbul da şirketleri ve iyi bir hayatı olmuş, ancak hayatın acımasız yanlarını da yaşam...
  • Kırım – Kongo Kanamalı Ateşi; Keneler ve Düşündürdükleri

    30 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    İçinde bulunduğumuz ay itibarıyla havaların ısınması, yağmurların yağması ile birlikte, bahçe, tarla işleri ile birlikte KENE MEVSİMİNİNİN de başlaması, dolayısıyla Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı ve insanlarda ölümlerin görülmesi söz konusu olabileceğinden, EMEKLİ DE olsam, sorumluluk bilinciyle yıllardır yaptığımız uyarıları, yapılması gerekenleri; YETKİLİLERE, ETKİLENENLERE bir kez daha hatırlatmak istedim.. Ülkemizde 2002 yılında Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi ile gündeme oturan, popüler olan ve 7’den 70’e herkesin tanıdığı keneler, biz...
  • ANTİOKHEİALI YAŞLI KADIN

    25 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Kültür Sanat, Tüm Manşetler

    Üçüncü cemre düştüğünde, karlar erimeye başlamıştı. Kentin sokaklarında eriyen karların suları, bulanık bir şekilde akmaktaydı. Bir zamanlar düzgün taş döşeli olan sokaklar artık bütün özelliğini kaybetmiş, kanalizasyon sistemi tıkanmış, sular caddenin yüzeyinde sessizce akmaya başlamıştı. Bahar güneşinin sıcaklığı kendini iyice hissettirirken, yaşlı kadın kahvaltısını yapmış, mutfağın penceresinden güneşin ışıklarını izleyerek, derin düşüncelere dalmıştı. On üç yaşında evlenip geldiği bu evde geçirmiş olduğu günlerin hayaline dalmıştı ki, hizm...