logo

reklam

İstihdamda başarı hikayesi yok


admin
ozyalvac@hotmail.com

Türkiye İstatistik Kurumu ( TÜİK ) verileri, 17 yılda çalışan sayısının 7,2 milyon arttığını gösteriyor.

2002’de yıllık 21 milyon 354 bin olan istihdamdaki kişi sayısı, son yayınlanan veriye göre 28 milyon 517 bin kişi oldu. Bir başka ifadeyle, istihdam edilen kişi sayısı 7 milyon 200 bin kişi arttı. Aynı süre zarfında çalışabilecek yaştaki nüfus sayısı ise 13,5 milyon arttı. Türkiye, bu nüfusun yarısına iş yaratamadı. Resmi tanıma göre çalışabilecek yaştaki, 15 – 64 yaş arası nüfus, 2002’de 48 milyon istihdamdaki kişi sayısı da 21 milyon 300 bin olarak kaydedildi.

Son yayınlanan verilerde ise çalışabilir nüfus 61,5 milyon ve istihdam edilen kişi sayısı ise 28,5 milyon olarak belirlendi. Söz konusu dönemde istihdamdaki kişi sayısı 7 milyon 200 bin kişi arttı.

Önemli olan istihdamın 7 milyon arttığından ziyade aynı 17 yıllık süreçte çalışma yaşındaki nüfusun ne kadar arttığı ve istihdam artışının bu artışla uyumlu olup olmadığıdır.

Ülkemizin çalışma çağındaki nüfusu zaten her yıl ortalama 750 – 800 bin artıyor. 2002’deki istihdam oranını korumak için bu süre zarfında en az 12 – 13 milyon kişiye iş yaratmak lazımdı. Son 17 yılda ülkemizin işgücü piyasalarındaki temel sorunları özellikle kötüleşmediyse bile, işgücü piyasalarına dair bir başarı hikayesi ne yazık ki yok. Nasıl ki bir çocuk beslenme, eğitim kalitesini arttırmadan kendiliğinden büyüyorsa ülkemizin işgücü piyasası da nüfusa paralel olarak öyle büyüyor.

Ekonomik dinamizm kaybolurken, nüfus artışı devam eden ülkenin en büyük sorunu işsizlik olur. Politika yapıcılarının bu sorunu en öne koyması lazım. Öbür türlü iş arayanlar bu meseleyi kişisel başarısızlık olarak görüyorlar. Yaşadıkları şehri, okudukları üniversiteyi, aldıkları eğitimleri hep eksik görüyorlar. Çözümü bireysel değil, toplumsal olarak aramalılar.

Krediler sayesinde büyümüş, tüketime dayalı büyümüş, hizmet sektörünün sağladığı, süreklilik yaratmayan bir istihdam var ortada. Mesele, işgücü ile orantılı bir şekilde istihdamı artırabilmekte.

İstihdam artışına rağmen, nüfusu çok artan ve hayat koşulları gittikçe zorlaşan bir Türkiye olarak daha fazla sayıda insan işgücü piyasasına girmek zorunda kalıyor.

Türkiye özellikle kadın ve gençlere iş yaratamıyor. 15 – 24 yaş arası gençler arasında işsizlik oranı yüzde 20,7. Ancak ne okulda ne işte diye tanımlanan 15 – 34 yaş aralığında bu oranın 19,5 olduğunu görüyoruz.

Ülkemizin işgücü piyasasının temel sorunu gençlere ve kadınlara istihdam yaratılamaması. Gençlerin işsizlik oranları ve kadınların işgücüne katılım oranlarına baktığımızda kayda değer bir gelişme gösteremediğimizi görüyoruz.

15 – 34 yaş arası tanımında, ne işte ne eğitimde olan gençler için genişletilmiş istatistikler kullanılıyor. Türkiye bu tanım içinde Avrupa’da birinci. Çalışmayan ve okumayan gençlerimizin sayısı bütün Avrupa ülkelerinden daha fazla. Diğer ülkelerde kriz sırasında genç işsizlik artıyor ama sonra düşüyor. Bizde bu oran hiç düşmüyor. Ne işte ne eğitimde olan geniş istatistiklerde neredeyse dünya birinciliğine oynuyoruz.

Türkiye’de çalışabilecek yaştaki nüfusun yarısı kadın, ancak bunların üçte ikisi işgücü piyasasının dışında tutuluyor. İşgücü tanımlarına göre 20 milyon kadının iş aramadığını ya da çalışmaya niyet etmediğini belirtebiliriz. Bu sayılara ücretsiz tarım işçisi kadınların da eklenmesiyle durum daha da vahim bir hal alıyor.

 

Gülşen ARAS

Batı Akdeniz Ekonomisini Geliştirme Vakfı (BAGEV ) Genel Sekreteri

Etiketler: »
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • BÜYÜK BAŞKOMUTAN, BÜYÜK TAARRUZ, BÜYÜK ZAFER…

    30 Ağustos 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    İkinci Viyana kuşatmasından (1683) tam 238 yıl sonra ilk defa Sakarya Meydan Muharebesinde toprak kaybedilmemiş, 22 gün 22 gece (23 Ağustos-13 Eylül) süren “HATTI MÜDAFAA YOKTUR, SATHI MÜDAFAA VARDIR. O SATIH BÜTÜN VATANDIR anlayışıyla gerçekleştirilen SAKARYA meydan savaşında kanlı çarpışmaların ardından durdurulan düşman, Sakarya Nehrinin batısına püskürtülmüş ve bağımsızlık yolunda en önemli adım atılmıştır, düşman ordusunu tamamen yurttan atmak amacıyla bir yıl kadar süren hazırlık döneminden sonra, 26 Ağustos 1922'de Başkomutan Mustafa Kem...
  • SOKAKTAN MECLİSE BÖYLE NEREYE?..

    24 Ağustos 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    O gün sabah erken kalktım. Hava sakindi. Üç gündür dağdan esen sert ve şiddetli, aynı zamanda sıcak rüzgâr dinmişti. Denize gidebilirdim. Mayomu giydim ve yaklaşık 600 metre uzaklıktaki denize hızlı adımlarla kısa sürede ulaştım. Yaklaşık 1 saat deniz kenarında yürüyüş ve yüzmeden sonra biraz yorgun vaziyette dönüş yolunda, bahçesinde etrafı temizleyen 50-55 yaşlarında zaman zaman ayak üstü sohbet ettiğim Hakan’a rastladım. Kendisi mühendisti, zamanında İstanbul da şirketleri ve iyi bir hayatı olmuş, ancak hayatın acımasız yanlarını da yaşam...
  • Kırım – Kongo Kanamalı Ateşi; Keneler ve Düşündürdükleri

    30 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    İçinde bulunduğumuz ay itibarıyla havaların ısınması, yağmurların yağması ile birlikte, bahçe, tarla işleri ile birlikte KENE MEVSİMİNİNİN de başlaması, dolayısıyla Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı ve insanlarda ölümlerin görülmesi söz konusu olabileceğinden, EMEKLİ DE olsam, sorumluluk bilinciyle yıllardır yaptığımız uyarıları, yapılması gerekenleri; YETKİLİLERE, ETKİLENENLERE bir kez daha hatırlatmak istedim.. Ülkemizde 2002 yılında Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi ile gündeme oturan, popüler olan ve 7’den 70’e herkesin tanıdığı keneler, biz...
  • ANTİOKHEİALI YAŞLI KADIN

    25 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Kültür Sanat, Tüm Manşetler

    Üçüncü cemre düştüğünde, karlar erimeye başlamıştı. Kentin sokaklarında eriyen karların suları, bulanık bir şekilde akmaktaydı. Bir zamanlar düzgün taş döşeli olan sokaklar artık bütün özelliğini kaybetmiş, kanalizasyon sistemi tıkanmış, sular caddenin yüzeyinde sessizce akmaya başlamıştı. Bahar güneşinin sıcaklığı kendini iyice hissettirirken, yaşlı kadın kahvaltısını yapmış, mutfağın penceresinden güneşin ışıklarını izleyerek, derin düşüncelere dalmıştı. On üç yaşında evlenip geldiği bu evde geçirmiş olduğu günlerin hayaline dalmıştı ki, hizm...