Son Dakika
Emhal Besi Çiftliğine bayan eleman aranıyor
Yalvaç’ın üreten ve üretken markası: DURUTÜRK
ELBENGİLİ PVC-Alüminyum-İnşaat’tan BAYRAM TEBRİKİ
Yalvaç’ta perde, tül ve nevresimin adresi: ERTEN…
Yalvaç’ta 15 yıldır el yapımı PİZZA’nın tek adresi: Dr. Pizza…
Yalvaç’ın kazanma ustası 10. seçiminden %95’le galip çıktı
“Sahip olduklarının farkında olmayan toplumlar, hep başkalarına muhtaç olurlar.”
Kalın, yüksek bir sur gibi uzanan Sultan Dağlarıyla Karakuş Dağlarının birleştiği yerde yükselen sivri dağ, girland taşıyan bir melek (Genius) gibi iki dağ sırasının başlangıcını/bitişini elinde tutar. Afyon, Akşehir ve Yalvaç’ı birbirine bağlayan bir köşe taşı gibi duran dağ, üç ovaya hâkim 2675 m yüksekliğindedir. İki dağ sırası arasında bir gelin gibi süzülen bu dağı, yöre halkı da geline benzettiği için “Gelincikana” diye isimlendirmişler ve onunla ilgili çok sayıda efsane yaratmışlar. Efsanelerin tamamında kaynana baskısına dayanamayan bir gelin anlatılır. Kaynananın sürekli suçlayıcı ithamlarına gelinlik edebiyle karşılık vermeyen gelin, Allaha sığınmış ve kendisini bu durumdan kurtarması için ona dua etmiştir. Duası kabul olan kalbi temiz, edepli gelin, kimi söylenceye göre ortadan kayboluş, kimine göre erenlere karışmış ve kimine göre de bu dağın kayalığından kendini atarak ölmüş. Bilmezler ki o, gelinliğini giymiş ve bir dağa dönüşmüştür. Etekleri geniş gelinliğiyle yüzünü Yalvaç’a doğru dönmüş Hoyran/Eğirdir Gölüne vuran yansımasını görmek istermiş gibi oturmuş. Mevsimlere göre rengi değişen gelinliği, yüzüne yansıyan gelin mahcubiyetini mevsimlerin yapısına göre yansıtıyor. En çokta sonbaharın hüznü yansıyor yüzende. Ona baktığınızda, insanların kötülüklerine karşı his ettiği çaresizlik, duyduğu öfke ve yaşanmamışlıkların hüzünlü bakışları karşılar sizi.
Dağın 2 bin metresinde yaklaşık 700 m derinliğinde büyük bir mağara bulunur ve mağaranın altında her mevsim buz gibi akan bir su çıkar. Roma/Bizans döneminde mağaranın önüne ve orta bölümüne bir duvar örülerek mağara bir sığınağa dönüştürülmüş. Orta bölüme örülen duvardan sadece tünel biçiminde bir geçiş bırakılmış ve arka taraf tamamen korunaklı, güvenli bir hale getirilmiş.
İnsan denilen canlı türünün “uygarlaşmaya” ilk adımını attığı mağaralar, insan kendi konutunu yapmayı öğrendikten sonra bile kutsallıklarını asla yitirmediler. Mağaralar, uygarlığın her döneminde dünyanın “rahmi” olarak yorumlanmış ve erginleme törenlerinin yapıldığı kutsal mekânlar olarak kullanılmıştır. Bir canlının oluştuğu, olgunlaştığı ve can bulduğu yerdir rahim. Bundan dolayı peygamberlere vahiler mağaralarda geldi ve Zerdüşt ile birçok düşünür öğretisini uzun yıllar mağaralar da yaşayarak geliştirdi. Gelincikana mağarası, dağa dönüşmüş olan gelinin, doğuramadığı çocuklarının oluşacağı rahmi gibi görünmektedir. Kim bilir günümüze dek kaç düşünür Yalvaç Ovasına ve Hoyran Gölüne hâkim bu rahimde olgunlaşıp rahmin sahibi olan o gelin gibi erenlere karıştı.
Etiketler: Özyalvaç » Prof.Dr. Mehmet ÖzhanlıYorum yapabilmek için Giriş yapın.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
30 Ağustos 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler
24 Ağustos 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler
30 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler
25 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Kültür Sanat, Tüm Manşetler