Son Dakika
2019 yılının Aralık ayında Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve halen etkisini devam ettirmekte olan Covid-19 nedeniyle tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de 11 Mart 2020 tarihinden itibaren salgın ilan edilmiş, eğitim-öğretime ara verilmiş ve 0-6 yaş aralığını kapsayan okul öncesi eğitim de sekteye uğramıştır. Diğer eğitim basamaklarında uzaktan eğitime devam edilebilse de okul öncesi eğitim kurumları hem çocuğun fiziksel ihtiyaçlarını karşılamak hem de işlevsellik açısından bu eğitime adapte olamamıştır. Bu süreçte bu durumdan en çok etkilenenler de çalışmak zorunda kalan anneler olmuştur. Okul öncesi eğitim kurumları 1 Haziran 2020 tarihinden itibaren açılmaya başlasa da gerek ailelerin endişesi, gerekse yeni normale ayak uydurulamaması sebebiyle maalesef ki bazı kurumlar açılamamış açılan kurumların ise bir kısmı da kapanma kararı almıştır.
Çocuklar dünyaya geldikleri andan itibaren çevreyi, kendilerini keşfederek gelişimlerini sürdürmeye başlarlar. 0-6 yaş dönemindeki tüm kazanımlar ileriki yaşamlarında bilişsel, duyuşsal ve motor becerilerinin temellerini oluşturacaktır. Bu süreci en iyi şekilde tamamlamak, ileride yetkin bireyler olmak, ailede atılacak sağlam temellerin üzerine iyi bir bina inşa etmenin yolu nitelikli bir okul öncesi eğitiminden geçmektedir. Yapılan birçok araştırmada okul öncesi eğitimini iyi bir şekilde tamamlayan çocukların ileriki eğitim dönemlerinde daha başarılı, sosyal ve disiplinli oldukları ortaya çıkmıştır. Tüm bunları göz önüne alırsak yaklaşık 1 yıldır kapalı olan okul öncesi eğitim kurumlarının eksikliği aileler tarafından ciddi oranda fark edilmektedir. Bu süreçte her ne kadar aile ile iletişim hız kazansa da bir süre sonra çocukların gelişim dönemlerine göre ailenin destekleri yetersiz kalmakta, çocuklar açık alanlarda hareketli oyun oynamaktan, akranlarıyla etkileşimde bulunmaktan mahrum kalmakta ve kendilerini gerçekleştirebilmek adına farklı şekillerde ifade yöntemlerine başvurmaktadırlar. Özellikle 2-6 yaş aralığında çocuğun kendini tanıma, rol model alma, olaylara bakış açısı geliştirebilme, olaylar karşısında çözüm üretme yeteneğini geliştirebilme süreçleri hız kazanmakta fakat bu dönemde soyut düşünme becerisi gelişmediğinden somut olarak yani yaparak öğrenmeyi deneyimlemesi gerekmekte bunu da ancak okul öncesi kurumlarda her şeyden önemlisi de akranlarıyla bir arada oyun oynayarak sağlamalıdır.
Peki bu süreçte en azından bu açığı kapatmak adına ailelere düşen görevler nedir? Öncelikle çocuklarımızı yaş gruplarına göre değerlendirmeliyiz. Yani her yaşın gelişim süreci farklı olduğu gibi her çocukta kendine özeldir. Her çocuğu kendi bir önceki basamağıyla değerlendirmeliyiz. Yavaş yavaş normalleşme sürecine geçilmesiyle birlikte açılmaya başlayacak olan okul öncesi eğitim kurumları arasında tercih yapılırken belirli kriterlere ek olarak en azından bahar ve yaz dönemlerinde dışarıdaki aktivitelere önem veren, oyunla öğrenmeyi sağlayan kurumları tercih etmeli bu açıkları kapatmaya çalışmalıyız. Hayatta en değerli varlığımız olan evlatlarımızın eğitimlerini şansa bırakmadan gelişimlerini yakından takip eden okullarla iletişime geçip, sağlam temeller atmak başlıca amacımız olmalıdır.
Beklemediğimiz bir dönemde bizleri hazırlıksız yakalayan bu salgın dönemi olumsuz bir süreç gibi görünse de aslında başka bir dünyanın kapılarını da bizlere aralamış olup en azından çocuklarımızın bu süreci ve sonrasını en az hasarla atlatması hem biz eğitimcilerin hem de ailelerin temel hedefi olmalıdır.
F.Seda Yüncü
Gamze-İbrahim Yüncü Gündüz Bakım Evi Müdürü
Öğretmen-Çocuk Gelişimi Uzmanı
Etiketler: Covid19 » eğitim » Seda YüncüYorum yapabilmek için Giriş yapın.
BENZER HABERLER