logo

reklam
20 Aralık 2017

CHP Isparta Milletvekili BAKIR, TBMM’de Konuştu

CHP Isparta Milletvekili İrfan Bakır, TBMM’de görüşmeleri devam eden 2018 Merkezi Yönetim Bütçesi üzerine partisi adına söz alarak bir konuşma yaptı. 19 Aralık Salı günkü genel kurulda DSİ bütçesi hakkında konuşan Bakır, “Ülkemizin ekonomisini doğrudan etkileyen, ülkenin refahını, gelişmişlik düzeyini belirleyen DSİ’nin çalışma kabiliyeti ve projeleridir. Geçmişten bugüne ülkemize ve ekonomisine baktığımızda tarımın istihdama katkısının yüzde 40’lardan yüzde 20’lere düştüğünü görüyoruz. Nedeni ise çiftçilerimize, üreticilerimize desteğin etkin bir şekilde yapılamaması ve köyden kente göçün önlenememesinin yanında su politikasının tarım için daha verimli hale getirilememesi ve istikrarlı bir politika uygulanamamasıdır.” dedi.

Bakır’ın TBMM Genel Kurulu’nda dün yaptığı konuşma:

“Sayın Başkan, değerli Milletvekilleri,

Her köşesinin ayrı varlığı, her köşesinin ayrı adeti, kültürü olan, medeniyetin beşiği, cennet bahçesi Anadolu ile suyu barıştıran, çatlamış toprakla mavi gök arasında sıkışan insanı suya kavuşturan Devlet Su İşleri bütçesi üzerine söz aldım, ekranları başında bizleri izleyen kıymetli vatandaşlarımızı ve Gazi Meclisi saygılarımla selamlıyorum.

Tabi ki Devlet Su İşleri denildiğinde, değinmeden geçmek istemediğim, eski Genel Müdürümüz, Türkiye Cumhuriyeti dokuzuncu Cumhurbaşkanı, ülkesinin her karış toprağında emeği olan ve suya olan sevdasıyla suyun peşini hiç bırakmadım diyen merhum Süleyman Demirel’e ve ebediyete göç etmiş tüm DSİ personeline Allah’tan rahmet diliyor, kendilerini minnet ve şükranla anıyorum.

Ülkemizin ekonomisini doğrudan etkileyen, ülkenin refahını, gelişmişlik düzeyini belirleyen DSİ’nin çalışma kabiliyeti ve projeleridir. Geçmişten bugüne ülkemize ve ekonomisine baktığımızda tarımın istihdama katkısının yüzde 40’lardan yüzde 20’lere düştüğünü görüyoruz. Nedeni ise çiftçilerimize, üreticilerimize desteğin etkin bir şekilde yapılamaması ve köyden kente göçün önlenememesinin yanında su politikasının tarım için daha verimli hale getirilememesi ve istikrarlı bir politika uygulanamamasıdır.

Çiftçi tarlasına küskün, desteklere rağmen çiftçi umudunu yitirmiş, üretim hırsından uzaklaşmış, bunun için destekler ürün kalitesine ve miktarına bağlı olarak verilmeli.

Hep söylediğim gibi sulama konusu hayati bir konudur, vatandaşın yaşamı, işi, aşı, ekmeğiyle ilgili. Sulama sistemlerine yapılacak yatırımlar vatandaşın da birliklerin de gücünün çok üzerinde. Şu an da kullanılan 30-40 yıllık şebekelerden yeterli verim alınamamaktadır. Unutmayalım gübresiz ilaçsız ekolojik tarım yapılabilir ama susuz yapamazsınız. Bir an önce modern sulama sistemlerine geçilmelidir. Bunun yanında hızlı ve çarpık kentleşme, su havzalarının imar planına açılması, bilinçsiz gübreleme ve ilaçlama, yanlış su politikaları yeraltı ve yerüstü sularının kalitesi tehdit altında, su kaynakları kirleniyor. Köylerde-şehirlerde vatandaşlarımız şebeke sularını içemez oldu. Bunun için arıtma tesisi projeleri bir an önce hayata geçirilmeli.

‘’Kah susar, kah çırpınır, kah ürperir, kah çağlar… Su, eşyayı kemiren küfe ve pasa ağlar…’’ İşte bizlere hayat veren suyu ağlatmamak için yanlış su politikalarından vazgeçilmeli.

irfan-bakir4

Değerli Milletvekilleri

Sulama Birlikleri ve Kooperatiflerinin, yeraltı sulamalarının ve DSİ personelin sorunlarına da değinmek istiyorum.

Öncelikle birliklerin enerji dağıtım şirketlerine olan borçlarının ödenmesi hususunda bir çözüm üretilmeli ve kurumsal yapıları güçlendirilmeli.

İhaleler şeffaf ve hesap verilebilir olmalı,

Kayırmacılık ve ayırmacılık yapılmaksızın, parti, oy ayrımı gözetmeksizin devredilen tüm sulama tesislerinde yenileme projesi yatırım bedelinin tamamının DSİ tarafından karşılanarak inşaatın tamamlanması gerekir. Nasıl olsa kesin hesap neticesi belirlenen bedel 6200 kanunun 24. maddesi gereğince geri alınacaktır.

Kuraklık alarmı verilmeli, yağışlarla dolmayan gölet, baraj sahalarının ihtiyaç halinde sondaj kuyularıyla destekleme çalışmalarına başlanmalı.

Enerji giderleri için kamu yararı gözetilerek bütçeden ödenek ayrılmalı ya da sübvanse edilmeli.

Muhtarlıklar, sulama birlikleri ve kooperatifler su yönetim planlamasının her aşamasında yer almalı,  hızlı devir ve yerinden yönetim yapılmalı.

Sulamaların rehabilite edilmesi ile ilgili çıkarmış olduğunuz yönergelerde ihtiyaca yönelik değişiklikler yapılmalıdır.

Birliklerin, kooperatiflerin tarımı destekleme kapsamında kullandıkları enerjide birim fiyatının düşürülmesi gerekmekte.

Tükettikleri enerjiyi kendilerinin üretebilmesi için yani rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji sistemlerinin devlet tarafından yapılmalı.

Yeraltı suyu sulamalarında herkesin adil kullanımı için belgesiz kaçak kuyuların kontrollü su kullanımı amacıyla belgelendirilme yapılmalı.

Açılan sondaj kuyuları, pompa ve enerji tesisleri DSİ tarafından, sulama şebekeleri ise İl Özel İdarelerince yapılmakta, kuyular açıldıktan sonra 5 veya 10 yılda ancak işletmeye alınabilmekte. Sulama şebekelerinin de DSİ tarafından yüzde elli hibe ile yapılması fayda sağlayacaktır.

Büyükşehir Belediyelerine verilen yeraltı suyu sulama şebekeleri yapım işleri DSİ tarafında yapılmalı.

DSİ personelinin özlük hakları bir an önce iyileştirilmeli ve göstergeleri arasındaki dengesizlik ortadan kaldırılmalı, görevde yükselme sınavları açılmalı,

Tüm taşeron personelin iş ayrımı ve sınav yapmaksızın ivedilikle tüm kurumlardaki kadro bekleyen çalışanlarla birlikte kadroya alınması gereklidir, bunu yaparken de geçiş süreci, yapılacak hukuksuzluk ve keyfi uygulamalarla sekteye uğratılmamalı, yeni mağduriyetler yaratılmamalı.

Tüm projeleri çevreye ve doğaya duyarlı olarak, tarımsal sulama içme-kullanma suyu temini, balıkçılık ve doğal hayatı koruma bilinciyle yapılmalıdır. Ülkemizde özellikle de batıdaki HES’lerin pompaj depolamalı HES’lere dönüştürülmesi yeni yapılacak olanların da pompaj depolamalı olarak, rüzgar ve güneş enerjisi santralleriyle birlikte planlanması önem arz etmekte.

Sayın bakan size bir projeden bahsetmek istiyorum. Yalvaç Aşağıtırtar Karagöl Pompaj HES ve Sulama Projesi ile Eğirdir Gölünden Karagöl depolamasına 10 milyon metreküpe kadar su depolanarak yazın Hoyran ovası dahil 5 bin hektar alan sulu tarıma kavuşacak ayrıca rüzgar ve güneş santralleri kullanılarak gece ve gündüz basılan su ile düşü kullanılarak elektrik üretilecek. Karagöl’de yaban hayatı gerçekleşerek ve bu Türkiye de ve Dünya da yapılan ilk proje olabilecektir.

Mavi semalar ülkesi olan Türkiye’de DSİ’ye büyük sorumluluklar düşmektedir. Bunların temelinde de her damla yağmuru halkın hizmetine sunarak, vatandaşlarımızın ve toprağın bağrındaki yangını söndürmek olmalıdır.

Artık halka karşı şirketleri desteklemekten vaz geçip, suyu yeniden bir insan hakkı olarak tanımlayacak politikalara geri dönülmeli.

Ben bu düşüncelerce 2018 yılı merkezi yönetim bütçesinin ülkemize hayırlı olmasını diliyor, Cumhuriyet Halk Partisi’nin geçmişte olduğu gibi bugün ve yarın da vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştıran çözümler üreten, bu çözümleri üretirken de önce ülke menfaatlerinin gözetildiği çalışmalar yapan ve destekleyen bir konumda olduğunu belirtmek istiyor, saygılarımı sunuyorum.”

Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.