logo

reklam

“BİLİYORSAN ÖĞRET!”


Prof.Dr. Zafer KARAER
ozyalvac@ozyalvac.com.tr
Sümerli eğitmen ve şair Ludingirra; günümüzden 4000 yıl önce “Mademki biliyorsun, niye öğretmiyorsun”  diyerek öğretenin, “Hiç Bilenlerle Bilmeyenler Bir olur mu?!” İlahi tebliğde öğrenmenin ve Hz. Ali’nin “Bana Bir Harf Öğretenin 40 Yıl Kölesi Olurum!!” sözlerinde öğretmenin önemi en güzel şekilde ifade edilmiş.
Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK; Cumhuriyetle birlikte “Ülkemizi dünyanın en mamur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkartmak!..”. “Milletimizi en geniş refah, vasıta ve kaynaklarına kavuşturmak!…”,“Millî kültürümüzü “muasır medeniyet” seviyesinin üstüne çıkartmak!…” olarak koymuş olduğu hedeflerde, en büyük engel “CEHALETİ” görmüş ve bu engeli ortadan kaldırmak için Millet Mekteplerinde bizzat yazı tahtasının başına geçerek öğretmenlik yapmıştır. Başöğretmenimiz: “Benim asıl anlatılacak yanım, öğretmenliğimdir. Topluma, milletime ben öğretmenlik yapabiliyorsam, beni onunla anlatın. Yoksa kazandığım, yaptığım öteki işlerle beni anlatmanız pek önemli değildir” sözleri ile öğretmenliğin her şeyin üstünde olduğunu; ayrıca “Milletleri kurtaracak olan yalnız ve ancak öğretmenlerdir.” ve “Yeni Nesil Sizin Eseriniz Olacaktır” sözleri ile ülke geleceğinin mimarının da Öğretmenler olduğunu vurgulamış.. Öğretmenliği yüceltmiş.
Peki! Bugün itibarı ile yetişmiş nesiller olarak bizler; Ülkemizi dünyanın en mamur ve en medenî memleketler seviyesine çıkarttık mı?, Milletimizi en geniş refah, vasıta ve kaynaklarına kavuşturduk mu?, Millî kültürümüzü “muasır medeniyet” seviyesinin üstüne çıkarttık mı?… Dünyada ülkemizi bu yönleriyle gelişmiş ülkelerle karşılaştırdığımız zaman; Maalesef koca bir HAYIR!!
Bunun sebebi;  ne TEOG, LYS gibi sınavlar, ne 4+4+4 ve benzeri günü kurtaran eğitim sistemleri; ne bu uygulamaları yapan siyasiler, bürokratlar, teknokratlar, ne PİSA değerlendirmelerine göre, okuduğunu anlamayan, matematik ve uygulamalı bilimden bihaber öğrencilerde, hatta ne de bu nesilleri yetiştiren öğretmenlerdedir.. Sorun öğretmenlerin de!!! yetiştirildiği, eğitildiği, öğretildiği yüksek öğretim kurumlarındadır… Yani  ÜNİVERSİTELERDEDİR!!
Demek ki; bugüne kadar üniversitelerimizde yetiştirdiğimiz öğretmenlere yeni nesillere aktarılmak üzere, yukarıdaki hedefler tam olarak benimsetilememiş, bu konuda yeterli bilinçlendirme gerçekleştirilememiş, sonuçta maalesef ne ülkenin yeni nesillerini yetiştirecek öğretmenler, ne de ülkenin geleceğini imar edecek yeni nesiller yetiştirilmiştir..
Ülke ve bilime katma değer sağlamak, gelişmiş ülkeleri her yönüyle yakalamak için; öncelikle üniversitelerimizi kendimize hizmet ettirmekten, hizmetkâr etmekten (hedef sadece Doçent, Profesör olmak) kurtaralım; Aksine BİZ!! “BİLİME HİZMET EDELİM; BİLİMİN HİZMETKÂRI OLALIM!”.. Ancak o zaman üniversitelerimizde hedeflere ulaştıracak yeni nesilleri yetiştirecek öğretmenler yetiştirebiliriz! Bunun için; ivedilikle üniversitelerimizde yeniden düzenlemek, düzeltmek (reform) değil, yeniden doğuş anlamındaki Rönesans  uygulamaları getirilmelidir!! Yoksa bugünkü yapılanma ve bugünkü anlayışla Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN gösterdiği yukarıdaki hedefler için daha çok yıllar bekleriz!
Selam, sevgi ve saygılarımla…
Zafer KARAER

Etiketler: »
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • BÜYÜK BAŞKOMUTAN, BÜYÜK TAARRUZ, BÜYÜK ZAFER…

    30 Ağustos 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    İkinci Viyana kuşatmasından (1683) tam 238 yıl sonra ilk defa Sakarya Meydan Muharebesinde toprak kaybedilmemiş, 22 gün 22 gece (23 Ağustos-13 Eylül) süren “HATTI MÜDAFAA YOKTUR, SATHI MÜDAFAA VARDIR. O SATIH BÜTÜN VATANDIR anlayışıyla gerçekleştirilen SAKARYA meydan savaşında kanlı çarpışmaların ardından durdurulan düşman, Sakarya Nehrinin batısına püskürtülmüş ve bağımsızlık yolunda en önemli adım atılmıştır, düşman ordusunu tamamen yurttan atmak amacıyla bir yıl kadar süren hazırlık döneminden sonra, 26 Ağustos 1922'de Başkomutan Mustafa Kem...
  • SOKAKTAN MECLİSE BÖYLE NEREYE?..

    24 Ağustos 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    O gün sabah erken kalktım. Hava sakindi. Üç gündür dağdan esen sert ve şiddetli, aynı zamanda sıcak rüzgâr dinmişti. Denize gidebilirdim. Mayomu giydim ve yaklaşık 600 metre uzaklıktaki denize hızlı adımlarla kısa sürede ulaştım. Yaklaşık 1 saat deniz kenarında yürüyüş ve yüzmeden sonra biraz yorgun vaziyette dönüş yolunda, bahçesinde etrafı temizleyen 50-55 yaşlarında zaman zaman ayak üstü sohbet ettiğim Hakan’a rastladım. Kendisi mühendisti, zamanında İstanbul da şirketleri ve iyi bir hayatı olmuş, ancak hayatın acımasız yanlarını da yaşam...
  • Kırım – Kongo Kanamalı Ateşi; Keneler ve Düşündürdükleri

    30 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    İçinde bulunduğumuz ay itibarıyla havaların ısınması, yağmurların yağması ile birlikte, bahçe, tarla işleri ile birlikte KENE MEVSİMİNİNİN de başlaması, dolayısıyla Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı ve insanlarda ölümlerin görülmesi söz konusu olabileceğinden, EMEKLİ DE olsam, sorumluluk bilinciyle yıllardır yaptığımız uyarıları, yapılması gerekenleri; YETKİLİLERE, ETKİLENENLERE bir kez daha hatırlatmak istedim.. Ülkemizde 2002 yılında Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi ile gündeme oturan, popüler olan ve 7’den 70’e herkesin tanıdığı keneler, biz...
  • ANTİOKHEİALI YAŞLI KADIN

    25 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Kültür Sanat, Tüm Manşetler

    Üçüncü cemre düştüğünde, karlar erimeye başlamıştı. Kentin sokaklarında eriyen karların suları, bulanık bir şekilde akmaktaydı. Bir zamanlar düzgün taş döşeli olan sokaklar artık bütün özelliğini kaybetmiş, kanalizasyon sistemi tıkanmış, sular caddenin yüzeyinde sessizce akmaya başlamıştı. Bahar güneşinin sıcaklığı kendini iyice hissettirirken, yaşlı kadın kahvaltısını yapmış, mutfağın penceresinden güneşin ışıklarını izleyerek, derin düşüncelere dalmıştı. On üç yaşında evlenip geldiği bu evde geçirmiş olduğu günlerin hayaline dalmıştı ki, hizm...