Bakır, Isparta’ya yapılan HAYIR’sızlık üzerinden HAYIR oyu istedi

CHP Isparta Milletvekili, hemşehrimiz İrfan Bakır, cuma günü Türkiye Büyük Millet Meclisi genel kurulunda yaptığı konuşmada, Isparta’ya yapılan HAYIR’sızlık vurgusuyla vatandaşlardan Hayır oyu istedi.

Bakır mecliste şu konuşmayı yaptı:

“Her zaman demokrasinin yanında yer alan ve Demokrasi’nin ve Cumhuriyet’in bize sunduklarından yararlanıp, Isparta’nın Atabey İlçesine bağlı İslamköy’ünden, Türkiye Cumhuriyeti’nin dokuzuncu Cumhurbaşkanı olan Süleyman Demirel’in memleketidir Isparta. Ancak son zamanlarda Isparta ihmal edilmiştir. Hasretin, sevdanın, acının, sevincin, gözyaşının ilmek ilmek dokunduğu Isparta’nın simgesi halılar, artık dokunmaz olmuştur. Gül, elma ve kayısının özel bir yeri olduğu, dünyanın en kaliteli kirazının yetiştiği Uluborlu’nun, sanayi kenti olan ve daha fazla fabrika kurulması gerekirken, kaldırılan kükürt fabrikasının bulunduğu Keçiborlu’nun, her şeye rağmen ülkemizdeki yeri önemlidir.

Isparta göller bölgesi, renk armonisi bakımından dünyanın en güzel, suları hiçbir zaman bulanmayan, pompalarla Senirkent, Atabey, Kumdanlı, Gelendost, Yalvaç, Eğirdir, Boğazova’ya hayat veren, enerji üreten, içme suyu veren ve ekmek teknesi olan Eğirdir Gölü; Konya ovasına, Şarkikaraağaç ve Yenişarbademli ovalarını sulayan Beyşehir gölü, yatırım, sevgi, zenginlik, tasarruf, güvelikle eşitlenen orman çok zengin bitki örtüsü, endemik bitki olarak bilinen türü kaybolan kasnak meşesi, filorasının çeşitliliğini yansıtan Kovada gölü, Gölcük gölü, Burdur gölü; Sultan Dağları Karakuş dağları Söğüt dağları Dedegül dağları, Burdur gölü ile çevrili içinde Kapıdağ, Kuyucak, Dedegül, Akdağ, Davraz Barla dağları, Toroslar, hayvancılık ve turizm yönünden önemli yerlerdir. Ayrıca ülkemizde inanç turizminin başkentidir Yalvaç. Tarım Isparta’da, suya hasretin karşılığı kara saban, kara öküz, kara kağnı, kara çarık kalkmıştır. Orak kalkmıştır, orak şudur; insanın başından giren ağustos güneşi, ayağından çıkar. İnsan bundan hiç şikayetçi değildir, esas işkence olan, yoksulluk, işsizlik, huzursuzluktur. Bunlar aslında yeşilin bozkırla savaşı, aydınlığın karanlıkla savaşı, zenginliğin fakirlikle savaşı, okumanın cahillikle savaşı, çarenin çaresizlikle savaşı, budur uygarlık savaşı, uygarlık mücadelesi. Isparta 17, 18 ve 19. yüzyıllarda 4 Ispartalı paşasıyla sadrazamlık makamına erişerek söz sahibi olmuş, Cumhuriyet döneminde Isparta’nın yetiştirdiği büyük devlet adamı çok partili siyasi dönemin baş aktörlerinden biri olan 7 kez başbakanlık ve 9. Cumhurbaşkanlığı görevini üstlenen Süleyman Demirel, ki o demokratik rejimin tüm kurum ve kuruluşlarıyla yerleşmesi ve halkın vatandaşlık bilincinin gelişmesi için yılmadan engel tanımadan mücadele veren, ülkesine ve milletine hep daha iyi ve daha fazlasını daha kalitelisini sunmayı hedef alan, Türkiye Cumhuriyeti’nin erdemi olan fırsat eşitliği ve Türk demokrasinin faziletine inanan Süleyman Demirel’in memleketidir Isparta. Anayasa değişikliği teklifi ile başbakanlık makamının kaldırılması Türk geleneğine aykırı bir uygulamadır. Osmanlı devletinin başlangıcından itibaren ister başvezir, sadrazam, ister başvekil olsun mutlaka padişah sultan ya da reis-i cumhurun yanında hükümet siyasetini yürütecek bir makam olmuştur. Padişah Fatih Sultan Mehmet bile sadrazam makamını lağv etmemiş. Hükümet işlerini sadrazamın başında olduğu heyete bırakmıştır. Türk tarihinde hiçbir hükümdar bütün gücü kendi sarayında toplamamış ve baş veziri kaldırmamıştır. Milli mücadele dönemlerinde de bu böyle devam etmiştir.

Bakanlar kurulu görev yapmış meclis hükümeti sisteminin gereği olarak başvekil görev yapmıştır. Padişahlar tepede bütün sistemi temsil ederken, sadrazama mühür ile yürütme yetkisi verilmiştir. Başbakanlık her zaman var olmuştur ve bu makamı yok saymak doğru değildir. Bu yetki ülkemizin kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e bile verilmemiştir, çünkü millet irade asla bir kişiye devredilmezdir.

Atatürk aklı kullanarak 2 hedef göstermiştir. Birincisi, hakimiyetin kayıtsız şartsız milletin olmasıdır. İkincisi de, muasır medeniyetler seviyesine ulaşmaktır. Bu hedef cumhuriyetin temelidir.

Halksız demokrasi olmaz, halkla beraber iç içe halk için olacağız. Sıkmadık el, çalmadık kapı, adım atmadık yer bırakmayacağız, Süleyman Demirel’in de dediği gibi, “Yollar yürümekle aşınmaz”, ancak biz aşındırana kadar ülkemizin her köşesine, her bir vatandaşımıza ulaşacağız. Cumhuriyet Halk Partisi fikirlerine karşı olmak, Cumhuriyet Halk Partisi’ne karşıyımdır diye demokrasiye, rejime düşman olacak kadar öfkeye kapılmak yanlıştır. Önümüzdeki referandumun partilerle hiçbir ilgisi yoktur, bu bir siyasi parti seçimi değildir. Bu seçim; bir arada, huzur içinde, özgür biçimde yaşayabilmenin seçimidir. Bu seçim tamamen Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğiyle ilgilidir.

Ben buradan vatanını seven ve ülkesinin geleceğini düşünen, siyasi görüşü ne olursa olsun tüm vatandaşlarıma seslenmek istiyorum. Millet iradesinin yine millette kalması için iyi düşünmek gerektiğini söylüyor herkese sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”