Son Dakika
Emhal Besi Çiftliğine bayan eleman aranıyor
Yalvaç’ın üreten ve üretken markası: DURUTÜRK
ELBENGİLİ PVC-Alüminyum-İnşaat’tan BAYRAM TEBRİKİ
Yalvaç’ta perde, tül ve nevresimin adresi: ERTEN…
Yalvaç’ta 15 yıldır el yapımı PİZZA’nın tek adresi: Dr. Pizza…
Yalvaç’ın kazanma ustası 10. seçiminden %95’le galip çıktı
Vatanseverlik, görevini en iyi yapmaktır. Öğrenciysen en çok dersi sen çalışmalısın. Öğretmensen, dersin en iyisini sen anlatmalısın. Çöpçüysen, sokağı en güzel sen süpürmelisin. Yöneticiysen, liyakatiyle en adil yönetimi sen yapmalısın. Vatan severlik böyle bir şey…Gerisi lafügüzaf…
“Lafla peynir gemisi yürümez” derler. Ancak, bizim ülkemizde ne hikmetse herkes olmayan denizde olmayan gemiyi lafla yürütebiliyor. İşin garibi, yarattıkları bu “algıya” kendileri de inanıyor. Lafta herkes vatanı çok seviyor; vatan için canını vermeye hazır olduğunu söylüyor, ama icraata gelince “mış” gibi yapıp “köşeyi” nasıl döneceğinin yollarını arıyor. İnsanımız, Aristoteles’in M.Ö. 350 yılında Büyük İskender’e dünya halklarını tanıtırken Anadolu/Asya halkları için kullandığı “Şark Kurnazı” deyiminin hakkını veriyor. Devlet kadrosuna girene kadar yada bir makamı elde edene kadar, dürüst ve çalışkan bir imaj çiziyor; istediklerini elde edince de “devletin malı deniz yemeyen …..” atasözünü kendisine düstur ediniyor. Ama bu arada söylevde dindarlığı ve milliyetçiliği diline pelesenk ederek her an ve her ortamda durmadan vatanseverlikten ve dürüstlükten dem vuruyor. Diplomalı cahillerin vatan sevgisi, kasabın koyuna, ineğe olan sevgisi kadardır… İlginç olan ülkedeki herkesin, G. G. Marquez’in “Kırmızı Pazartesi” romanında olduğu gibi yaşanan bu samimiyetsizliğin ve ahlaksızlığın farkında olması. Sohbet ortamlarında, yaşanan ahlaksızlıktan herkes şikâyetçi ancak, iş ciddiye bindiğinde, resmi bir ortamda sanki bütün bunlar başka bir ülkede olup bitiyormuş gibi bir anda zemzemle yıkanıp kendilerini aklamanın yolunu seçiyor insanımız. Sanırım, bizim insanımız aynaya sadece dış görünüşünü görmek için bakıyor. Ülkede inanılmaz artan estetik operasyonları da bunu kanıtlıyor. Kendi gözünün içine bakarak gerçekleri kendisine itiraf etmeye cesareti olmayan; önce kendisini ve sonra çevresindeki herkesi kandıran cahil, korkak ama kurnaz bir toplum…
Televizyon kanallarında yayınlanan bazı programlarda; bizzat yapan ve yaşayan kişiler tarafından anlatılanlar, ülkemizde dönen cehaletin, ahlaksızlığın ulaştığı boyutun kısa fragmanları. Ensest ilişkilerin ve fuhuşun televizyon ile internet kanallarında reyting rekorlarını kıran programlara dönüşmesini ve de TikTok vb. internet sitleri üzerinden para için kendini teşhir edenlerin izahını sizlere bırakalım… Bu çürümüşlük, yaratılan “ahlaklı” algılarla daha ne kadar görmezden gelinir bilinmez. Bilinen, başta aileler olmak üzere bütün kurumların derin bir ahlaksızlığın ve çürümüşlüğün içinde olduğudur. Toplum, bir yengeç sepetinin içerisine toplanmış; kimsenin bu ahlaksızlık sepetinde dışarı çıkmasına izin verilmiyor. Kimse kendisine bakmıyor, hep başkalarının gıybetini yaparak kendisini aklamaya çalışıyor.
Ülke Demagog dolmuş; dinden, milliyetçilikten ve bunlar dışındaki ideolojilerden, vatan sevgisinden, adaletten, eşitlikten vb. şeylerden dem vurmak bir dönem modası olmuş. Dünya üzerindeki bütün ülkelerde benzer sahneler yaşanmaktadır. İçi boş “algı”dan oluşan bu konuşmalara inananların sayısı dünyada hiç de azımsanmayacak kadar çoktur.
Değerlerin sıradanlaştırıldığı toplumlar çökmeye mahkûmdur. Liyakatsiz insanlar, her zaman ve her yerde toplumlara ahlaksızlığın ve kötülüğün virüsünü bulaştıran cahillerdir. Ülkede hiçbir şeyin değeri kalmamış, cehalet arşa ulaşmış, ama herkes korkunç bir özgüvene sahip ve her şeyi biliyor. Her yolu mubah gören kapitalizm, insanlığın ruhunu satın almış; vicdanı yalanlarla avutur olmuş. Yalan söylemek, ilmi siyaset; ideolojilerin, dinlerin ve milliyetçiliğin arkasına saklanıp algı yaratmak vatanseverlik olmuş…
Lütfen! Vatanını seven görevini layıkıyla yapsın…
Etiketler: Prof.Dr. Mehmet ÖzhanlıYorum yapabilmek için Giriş yapın.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
30 Ağustos 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler
24 Ağustos 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler
30 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler
25 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Kültür Sanat, Tüm Manşetler