logo

reklam
28 Aralık 2023

Yalvaç, altyapının yenilenmesi sorununu bu beş yılda mutlaka çözmeli…

Bir önceki yazımızda, Yalvaç’ımızın çözülmesi gereken ilk sorununun Yalvaç OSB’nin faaliyete açılabilmesi olduğunu belirtmiştik.

Bu sorunun yanında, ele alınması gereken bir diğer acil, ancak uzun bir süreçte tamamlanabilecek büyük sorunumuz da, su-kanalizasyon-yağmur suyu altyapısının yenilenmesi hususudur.

İlçemizin mevcutta kullanılan su ve kanalizasyon altyapısı, 1984-1989 yılları arasında görev yapan rahmetli Belediye Başkanımız Ramazan Tosun Türkoğlu döneminde yapılmıştır. Yaklaşık 40 yıllık bu altyapı, dönemin koşullarına göre yapılmış ve ekonomik ömrünü artık tamamlamış durumdadır. O günden bugüne yeni yerleşime açılan yerlerde yeni hat çalışmaları yapılmış olmakla beraber, altyapımız teknik açıdan birçok sorunu barındırmaktadır.

Nitekim, altyapıyla ilgili bu sorunlar başta mevcut belediye başkanı olmak üzere pek çok siyasi ve yönetici tarafından da kabul edilen bir husustur. Ki, Yalvaç Belediyesi tarafından önceki yıllarda hazırlatılmış olan su-kanalizasyon-yağmur suyu deşarjı yenileme projesi de hali hazırda beklemektedir.

Isparta Uygulamalı Bi[1]limler Üniversitesi Çevre Koruma ve Kontrol Bölümü Öğretim Üyesi Seda Tözüm Akgül tarafından konuyla ilgili olarak hazırlanan “Yalvaç’ın Su Kaynakları Üzerine Bazı Tespit ve Öneriler” konulu çalışma, Yalvaç’ın 2050’ye kadar içme suyu kaynağında sorun olmadığını, mevcut içme suyu iletim hattının ve mevcut depoların yenilenmesi gerektiğini ortaya koymuştur. Tözüm Akgül’ün çalışmasında, “Yapılan hesaplamalara ve hazırlanan raporlara göre mevcut su kaynakları halkın ihtiyacını 2050 yılına kadar karşılayabilecek kapasitededir. Devlet Su İşleri tarafından hazırlanan bu raporlara göre yakın gelecekte Yalvaç için su miktarı açısından bir sıkıntı görülmemektedir.” bulgusuna yer veriliyor. Söz konusu raporda altyapının yetersizliğinin hem kayıp kaçak oranının yükselmesine hem de asbestli borular nedeniyle insan sağlığı açısından sakıncalar ürettiğine dikkat çekilerek şu tespitlere yer verilmiş: “İçme ve kullanma suyunun iletiminde kullanılan mevcut isale hattı çok eski olup asbestli çimento borulardan oluşmaktadır. Bu hat, halka iletilen suyun kalitesinde bozulmalara sebep olabilir. Ayrıca sistemin eski olmasından kaynaklı su kayıp ve kaçakları da çok fazladır. Bunlara ilaveten içme ve kullanma suyunun halka iletilmeden önce bekletildiği depolar da çok eskidir ve Yalvaç ilçesinin turizminde son derece önemli bir yere sahip olan Pisidia bölgesinde bulunmaktadır. Bu sebeplerle hem halk sağlığını korumak hem de bölge turizmine uyum sağlamak için mevcut içme suyu iletim hattının ve mevcut depoların yenilenmesi gerekmektedir.” Yani, hem bilimsel çalışmalar hem siyasi çevreler hem de halkımızın talepleri, altyapımızın yenilenmesinin zamanının gelip de geçtiğini net bir biçimde ortaya koymaktadır.

Mevcut Belediye Başkanı Halil Hilmi Tütüncü’ nün gerek 2014 gerekse 2019 yerel seçimleri öncesindeki vaatleri arasında ilk sıralarda da, altyapının yenilenmesi önemli bir yer tutmuştu. Tutmuştu tutmasına ama geldiğimiz noktada, aradan geçen on yılda, projelerinin hazırlanmasının ötesinde bir gelişme olmadığını üzülerek izledik. Üzülerek izlemenin yanı sıra son birkaç yıldır ciddi bir susuzluk ve sağlıksız şebeke suyu problemi de şehrimizin en önemli gündem maddelerinden biri haline gelmiştir.

Bu konu, siyasetin önemli gündem maddelerinden biri olmayı sürdürürken, Cumhur İttifakı ortakları olan Ak Parti ile MHP’nin bu önemli sorunun çözümü için attığı ortak bir adım var mı derseniz, maalesef bunu da gözlemlemek mümkün olmamıştır.

Yalvaç gibi küçük yerleşim yerleri için büyük olsun, küçük olsun sorunlarının çözümü konusunda siyasi, bürokratik, sosyal bütün unsurların farklılıklarını bir kenara bırakarak birlikte mücadele etmelerinin büyük önem taşıdığı hepimizin malumudur. Mevzu bahis memleketse gerisi teferruattır diyerek sorunların çözümünde bir araya gelmekten başka bir çaremiz yokken, ne yazık ki genel iktidarı ve yerel iktidarı oluşturan Cumhur İttifakı ortaklarının birlikte çözüm üretmek yerine, sürekli kavga ve polemikle kamuoyu gündemine gelmeleri; altyapı başta olmak üzere pek çok sorunumuzun çözümünün önündeki en büyük engeldir. Bu haklı, öbürü haksız demeden; bütün kesimlerin amasız, fakatsız bir araya gelmeden bu sorunları aşabilmemizin ben mümkün olmadığını düşünüyorum.

Yani, altyapı sorununu çözmenin ilk adımı, tüm kesimlerin bir araya gelerek hareket etmesin[1]den geçmektedir. Zira, altyapının yenilenmesi sadece bir kaynak sorunu olmanın çok ötesinde, sosyal boyutları, teknik boyutları ve stratejik planlama boyutları olan kompleks bir sorundur. Yola çıkarken de, işler yürürken de pek çok sorunla karşılaşılacak bir husus olduğu için, farklılıkları bir kenara bırakmadan çözüme odaklanılması mümkün değildir.

Biraz önce ifade ettiğim gibi, altyapı dediğimiz husus kompleks ve bütüncül olarak çözülmesi gereken sorunları barındıran büyük bir konudur.

Kabaca atılması gereken adımları ben şu şekilde görüyorum:

– İçme suyunun sürdürülebilir, sürekli, yeterli ve sağlıklı bir şekilde temini için YENİ SU KAYNAKLARININ ARAŞTIRILMASI,

– Yeni içme suyu kaynaklarının hatta ilavesi için planlama yapılarak DSİ İLE ORTAK ÇALIŞMALAR YÜRÜTÜLMESİ,

– Altyapıdaki tüm sorunların BİLİMSEL BİR ÇALIŞMAYLA DETAYLI ŞEKİLDE TESPİT EDİLMESİ,

– Belediye tarafından hazırlanan önceki projenin, doğalgaz hatları geçtikten sonraki durum göz önüne alınarak REVİZE EDİLMESİ ve ÇAĞDAŞ ALTYAPI TEKNİKLERİNE UYUMLU HALE GETİRİLMESİ,

– Yaşanan gecikme nedeniyle yapım maliyeti oldukça artan altyapının yenilenmesi için EN UYGUN FİNANSMAN YÖNTEMLERİNİN BELİRLEN[1]MESİ,

– Çalışmanın belirlenen finansman yöntemine uygun olarak ZAMAN PLANININ YAPILMASI,

– Bu noktada, benim fikrim, alınabilecek hibe ve teşviklerin de değerlendirilmesi şartıyla, ALT[1]YAPININ YEREL İMKANLARLA ve SAĞLAM ÇÖZÜMLERLE YENİLENMESİDİR.

– Altyapı imalatının başlamasıyla eşzamanlı olarak ÜSTYAPININ DA YENİLENMESİ çalışmalarının planlanması ve yürütülmesi,

– Altyapının verimli bir şekilde işletilebilmesi bakımından imar, yapılaşma ve sarfiyatla ilgili yeni KURALLAR ve ÖNLEMLERİN OLUŞTURULMASI,

– Altyapının son aşamasında sağlıklı ve çevre dostu bir ARITMA SİSTEMİNİN PLANLANMASI ve ÖZELLİKLE KİMYASAL ARITMA TESİSİNİN DE hayata geçirilmesi,

– Bütünüyle içme suyunun çıkışından hatların işletilmesine ve deşarjına kadar tüm aşamanın çağdaş sağlık ve çevre normlarına uygun hale getirilmesi için kısa vadeli değil, uzun vadeli çözümler üretilmesi ve hassasiyetle uygulanması gereklidir.

Bu ana başlıklarla belirtmeye çalıştığım adımların kararlılıkla ve ortak iradeyle atılması gereklidir. Bu, en başta bilimsel bir bakış açısıyla ele alınması gereken, ardından akıllı bir mühendislik ve finansal yönetime ihtiyaç duyan, yapımı ve sonrasında da etkin bir sosyal duyarlılık ve etkileşimle yürütülmesi gereken bir süreçtir.

Yapılacak yatırımın onlarca yıl bu şehre sorun çıkarmadan hizmet vermesi büyük önem taşımakta olup, kısa vadeli ve popülist çözümlerle üzerine gidilmeyecek bir konu olduğunu lütfen göz ardı etmeyelim.

Ankara’ya gideriz, büyüklerimizden isteriz, koparırız, yaparızla çözülecek bir iş olmadığını tekrar hatırlatmak isterim. Bu nedenle, adayların, şehri yönetmeye talip olanların, bu konuyla ilgili konuşmadan önce ciddi bir araştırma yapmaları, ekiplerine bu konuyla ilgili yetkin isimleri koymaları ve süreci yönetirken dikkatli bir dille hareket etmeleri önem taşımaktadır.

Altyapının yenilenmesi hususu, bana göre, beş yıla yayılan bir süreç içerisinde etap etap çözülmesi gereken ve mutlaka uzun vadeli yararlar da göz önünde bulundurularak yönetilmesi gereken bir husustur. Biraz önce ifade ettiğim gibi, alınacak hibe ve teşvikler mutlaka alınmaya çalışılmalıdır. Ancak, yaşanan büyük ekonomik kriz ve büyük depremin yaralarının sarılması sürecinde bu hususun zor olduğunu kabul etmek gerekir.

Benim görüşüm, altyapının yenilenmesi çalışmasının belediye ekipman ve oluşturulacak insan kaynaklarıyla beş yıllık bir planlama dahilinde çözümüne yönelinmesi gerektiğidir. Bu noktada, mevcut yönetimin ekipman altyapısını yenilemede noktasında başarılı olduğunu ifade etmek gereklidir diye düşünüyorum. İller Bankası’ndan kullanılacak kredi imkanlarının yanı sıra, belediyenin bir kısım mülklerinin satışı ve hat yenilemesi için arsa ve mülk sahipleri ile su abonelerinden alınacak ilave bedeller, su ücretinin yükseltilmesi gibi finansman imkanlarının masaya yatırılmasının doğru adımlar olacağını düşünüyorum.

Beş yılda bir milyarın üzerinde bir yatırımla altından kalkmamız gereken bu sorunu çözmeden, üst yapıda atacağımız hiçbir adımın önem taşımadığını, son günlerde yaşanan susuzluk hadisesi de net bir biçimde ortaya koymaktadır.

Su temininin yanı sıra kanalizasyon hattında yaşanan sıkıntılar nedeniyle birçok yerde yaşanan sorunları da göz ardı etmemek gerekir. Yağmur suyu deşarjının da projede yer almasının doğru bir adım olduğunu da belirtelim.

Bu sorunun, öncelikle çözülmesi gereken sorunlardan biri olduğunu ve tüm kesimlerin iş birliği ve anlayışıyla çözüleceğini kabul edip, kim başkan olursa olsun, el ele ve kafa kafaya vererek çözebileceğimizi vurgulayıp, başka bir yazıda görüşmek dileğiyle saygılar sunuyorum.

BÜLENT ÖZGÜL

Etiketler: » » »
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.