ISPARTA’NIN KURAKLIKLA MÜCADELESİ: SU VE GIDA GÜVENLİĞİMİZ

İyi Parti Isparta Milletvekili aday adayı, hemşehrimiz Ziraat Yüksek Mühendisi Aysen Pervin Güngör, Isparta genelinde baş gösteren kuraklık tehlikesi ve çözüm yollarıyla ilgili bir değerlendirme yaparak, görev alması halinde bu sorunun çözümünü önceleyeceğini ifade etti.

Güngör’ün gazetemize özel açıklaması şöyle:

“14 Mayıs 2023 günü yapılması kesinleşmiş gibi görülen genel seçimler için İyi Parti’den milletvekili aday adaylığı başvurumu, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün birçok Avrupa ülkesinden önce ülkemizdeki kadınlara “Seçme ve Seçilme Hakkı” verilmesini sağladığı 5 Aralık 1934 yılını gönlümde yaşatarak, Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener hanımın meclisimizdeki partili kadın milletvekilleri sayısının artırılması amacından hareketle, Yalvaç İlçe Teşkilatı Başkanımız Süleyman Kocabaş ve yönetim kurulu ile partililer huzurunda dilekçemi vererek 5 Aralık 2022 günü ilan ettim.

Ziraat Yüksek Mühendisi olarak prensibim, yereldeki problemlere duyarlı olmak, problemleri çözmeye ve gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamaya çalışmaktır. Bunun için il ve merkez ilçe de dahil olmak üzere tüm ilçe teşkilatlarımızı ziyaret ettim, kendimi tanıttım, başkan ve üyelerimizi tanıma fırsatı buldum. İl ve ilçe teşkilatlarımızın her birinden gördüğüm ilgi ve teşkilatımızın güçlenmesi için gösterdikleri çaba için teşekkürlerimi iletiyor ben de Milletvekili Aday Adayı olarak elimden gelen yardımı göstereceğimi bildiriyorum. Tüm ziyaretlerimi şimdiye kadar tek başına gerçekleştirdim, ancak seçim sürecinde teşkilatımızın görüşünü alarak gerek teşkilat arkadaşlarımla gerekse gönüldaş kadrolarımızla en etkili şekilde sürdürmeyi planlıyorum.

İl ve ilçe teşkilatlarımızı ilk ziyaretimin temel amacı tanışmak olsa da sohbetlerimiz sırasında tarıma dayalı problemler de dile getirilmiştir. Ülkemizde son yıllarda ekonomik, sosyal, kültürel ve politik boyutta yaşanan değişim ve gelişimler kırsal alanlarımızı, geleneksel ve yerel yaşam biçimimizi de önemli ölçüde etkilediği görülmüştür.

Son yıllarda yoğunlaşarak ayak sesleri duyulan ancak yönetimlerin bunun farkına varıp gerekli tedbirleri zamanında almadığı “küresel ısınma” ve “iklim değişikliği”nin etkileri şeklinde ortaya çıkan kuraklık, ülkemizin pek çok bölgesinde şiddetle hissedildiği gibi ülkemizdeki en önemli tarımsal üretim alanlarından biri olan Antalya Su Havzası sınırları içerisinde bulunan Isparta ilimiz ve ilçelerimizde de hissedilmektedir. Havzada mevcut durumda kullanılan suyun yüzde 83’ü tarımda, yüzde 10’u içme ve kullanma suyunda, yüzde 6’sı sanayide ve yüzde 1’i turizmde kullanılmaktadır.  Ancak bölgede su kıtlığı ve kuraklık yaşanmakta, havzadaki göller ya kurumakta ya da su rezervlerinin üçte ikisini kaybederek kuruma tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktadır.

Kuraklık genelde yavaş gelişir, zor tahmin edilir ancak etkileri çok geniştir. Fiziksel ve doğal çevre, kent yaşamı, tarım ve gıda, temiz su, sağlık olmak üzere hayatımızın her aşamasını etkiler. 1988 yılından bugüne kadar yapılan bilimsel çalışmalar, iklimde değişimin var olduğunu ve insan faaliyetlerinin de iklim değişikliğinde etkili olduğunu ortaya koymuştur. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından 2030 yılı senaryolarına göre; sıcak hava dalgaları, orman yangınları, kuraklık, şiddetli yağışlar, tropikal fırtınalar, tarım ve agro-kültür üzerindeki etkilerin giderek artacağı ortaya konmuştur. Ülkemizde su kullanılan sektörler arasında ülke genelinde toplam suyun yüzde 75’ini kullanan tarım sektörü ve yüzde 10’unu kullanan sanayi sektörü başta olmak üzere her sektörde kullanılan suyun daha etkin ve dikkatli kullanılması zorunludur.

Tarım sektöründe kuraklığın anlamı, diğer sektörlerden daha farklıdır. Çünkü gıda güvenliğimiz ülkemizdeki tarımsal üretimin yeterliliğine, üretimin sürekliliğine ve sürdürülebilirliğine bağlıdır.

Tarımda kullanılan ve ihtiyaç duyulan suyun varlığı, gıda güvenliğimiz açısından hem yüzeysel su kaynaklarımıza hem de yeraltı su rezervimize büyük önem vermemizi gerektirmektedir. Bütün bu hususlar doğrultusunda devletimizin alacağı tedbirler ve yapacağı yatırımlara ek olarak su kullanıcıları olarak hepimize görevler düşmektedir.

Bunların başında; yerüstü ve yeraltı su kaynaklarımızı dikkatli, etkin ve verimli kullanmak, kirlenmesini önlemek, devlet yatırımlarından olan su depolama ve iletim kanallarını kullanırken korumak, su kayıp ve kaçaklarına neden olmamak gelmektedir.

Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin etkileri önümüzde dururken ve gelecek yıllarda daha şiddetli yaşanacakken, ben de Ziraat Yüksek Mühendisi ve Isparta’dan Milletvekili Aday Adayı olarak bölgenin tarımsal potansiyelini korumak, üreticilerin gelirini yükseltmek, su ve toprak kaynaklarımızı korumak amacıyla elimden gelen gayreti göstereceğim. Saygılarımla.”