logo

reklam

Prof. Dr. ÖZHANLI Yazdı: En Tehlikeli Silah “Cehalet”


Prof.Dr. Mehmet ÖZHANLI
mehmetozhanli@sdu.edu.tr

“Bizans’ı yıkan savaşlar, salgın hastalıklar, deprem ve zelzeleler değil, cahil bırakılmış halk ve cahil halkın seçtiği liyakatsiz yöneticiler ve bu yöneticilerin rüşvet, torpil ve iltimasla iş yapmaları” deyip dert yanan bir Bizans kronikçisi insanlıkla ve uygarlıklarla ilgili büyük bir sorunu da açık bir şekilde ortaya koymuştur. Uygarlıkların ve devletlerin yıkılıp yok olma sebepleri incelendiğinde, en büyük sebebin cehaletten kaynaklandığı görülür. Bütün diğer felaketleri yaratan ve tetikleyen de cehalettir. Cehalet, salgın hastalıklardan daha hızlı yayılma yeteneğine sahip, deprem ve savaşlardan daha kalıcı yıkımlar meydana getirebilmektedir. Cahil bırakılmış bir topluma her şey yaptırılır. Bundan dolayı toplumları yönetenler daha da güçlenmek istediklerinde cehaleti, tabandan tavana kadar toplumların her katmanına harç yaparlar ve cehalet silahını rakiplerine karşı kullanmak üzere her zaman hazır bulundururlar. Cehalet okuryazar olmamak değildir. Günümüz cahillerinin üçte ikisi diplomalı ve isminin önünde akademik titıl bulunanlardan oluşmaktadır. Eğer verilen eğitim pozitif bilimlerden, felsefe ve mantıktan uzaksa ne kadar eğitilirse eğitilsin insanlar cehaletten ve hurafelerden kurtulamazlar.

Antik Dönemde, halk arasında bir sınıf farkı yani kast sistemi bulunmasından dolayı, alt sınıflardaki halkın cehaleti, devleti ya da o uygarlığı çok etkilemezdi. Roma Devleti’ni kendi çıkarları doğrultusunda şekillendiren Julius Caesar’la birlikte, fark edilen cehaletin gücü sonraki bütün yöneticiler tarafından da kullanılmıştır. Sezar, köklü, eğitimli ve zengin Roma ailelerinin mallarına el koyarak ortadan kaldırmış, onların yerine alt tabakada bulunan okuryazar bile olmayan cahillerden yeni zengin bir sınıf oluşturmuştur. Devlet kademelerinde yetkilendirdiği bu sonradan görme insanları, kendi çıkarları doğrultusunda istediği gibi yönlendirmiştir. Böylece tek adam olma gücüne kavuşan Sezar diktatörleşmişti. Zenginleştirdiği sınıf dışındaki halklar ise eski yokluk, perişanlık ve hastalık günlerini yaşamaya devam ettiler. Roma İmparatorluğu’nda sivil yöneticilerin yerini, sadece savaşmayı bilen cahil askeri yöneticiler almaya başlayınca, Roma İmparatorluğu’nun çöküşü oldukça hızlandı. Yönetici cahil, halk cahil, oldu mu sonuç her zaman yıkım olur. Böyle cehalet ortamlarında; falcılar, büyücüler ve umut tacirleri rağbet görür, hurafeler toplumları yönlendiren din kurallarına dönüşür. Sahte peygamberler ortaya çıkar ve ahlaktan yoksun sapkın tarikatlar ve şeyhler kurtuluşun arandığı ocaklar olur. Buna en güzel örnek, MS 2. yy’da Roma İmparatorluğu yönetimindeki Anadolu’nun İnebolu’sunda (Abonuteikhos) ortaya çıkan ve neredeyse yüz yıl devam eden “Glykon Kültüdür”. Cehalet, insanları akıl, mantık ve pozitif bilimden uzaklaştırır, korku ve sahte güzellikleri vadeden kurnaz kötülerin eline düşürür. MS 9. yy’da Hıristiyanlığın, geçmişin klasik kültüründen uzaklaştırılıp Kilisenin ve cahil din adamlarının tekeline bırakılmasıyla ortaya çıkan Orta Çağ karanlığı, yüzyıllarca insanlara büyük acılar yaşattı. Uygarlıkların geçmişlerindeki, sayısız cehalet örneklerini yazmaya hiçbir şey yetmez. Kısacası, Sezar’ın ve ardıllarının ahlak kaygısı taşımadan oluşturdukları yönetim biçimini, “Prens” kitabıyla formüle eden Niccolo Machiavelli (1469 –1527), hala cahil yöneticilerin rehber kitabı olarak kullanılmaktadır.

Cehalet bu gün dünyaya tekrar egemen oldu. Bu günkü cehaletin geçmiştekilerinden çok büyük bir de farkı var. Bir tek düğmeyle bütün evreni yok edilebilecek bir teknolojiye sahip cehalet. Cehalet, atmosfere kadar yükselmiş olduğundan, insanların cahil olduklarını fark etmeleri de imkânsızlaşmış durumda. Bundan dolayı insanları ve bütün canlıları kan, gözyaşı ve acılar bekliyor.

“Bizans’ı cehalet yıktı” diye yazan kronikçiler yaşasaydı, Osmanlı İmparatorluğu’nu ve daha birçok devleti de cehaletin yıktığını ve daha birçok uygarlığı da yıkacağını yazarlardı.

Cehaletle ilgili ne yazsak boşuna; Einstein, güzel özetlemiş: “Cahil olmak güzel bir şey, her şeyi bildiğini sanıyorsun”…

Etiketler: »
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • BÜYÜK BAŞKOMUTAN, BÜYÜK TAARRUZ, BÜYÜK ZAFER…

    30 Ağustos 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    İkinci Viyana kuşatmasından (1683) tam 238 yıl sonra ilk defa Sakarya Meydan Muharebesinde toprak kaybedilmemiş, 22 gün 22 gece (23 Ağustos-13 Eylül) süren “HATTI MÜDAFAA YOKTUR, SATHI MÜDAFAA VARDIR. O SATIH BÜTÜN VATANDIR anlayışıyla gerçekleştirilen SAKARYA meydan savaşında kanlı çarpışmaların ardından durdurulan düşman, Sakarya Nehrinin batısına püskürtülmüş ve bağımsızlık yolunda en önemli adım atılmıştır, düşman ordusunu tamamen yurttan atmak amacıyla bir yıl kadar süren hazırlık döneminden sonra, 26 Ağustos 1922'de Başkomutan Mustafa Kem...
  • SOKAKTAN MECLİSE BÖYLE NEREYE?..

    24 Ağustos 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    O gün sabah erken kalktım. Hava sakindi. Üç gündür dağdan esen sert ve şiddetli, aynı zamanda sıcak rüzgâr dinmişti. Denize gidebilirdim. Mayomu giydim ve yaklaşık 600 metre uzaklıktaki denize hızlı adımlarla kısa sürede ulaştım. Yaklaşık 1 saat deniz kenarında yürüyüş ve yüzmeden sonra biraz yorgun vaziyette dönüş yolunda, bahçesinde etrafı temizleyen 50-55 yaşlarında zaman zaman ayak üstü sohbet ettiğim Hakan’a rastladım. Kendisi mühendisti, zamanında İstanbul da şirketleri ve iyi bir hayatı olmuş, ancak hayatın acımasız yanlarını da yaşam...
  • Kırım – Kongo Kanamalı Ateşi; Keneler ve Düşündürdükleri

    30 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    İçinde bulunduğumuz ay itibarıyla havaların ısınması, yağmurların yağması ile birlikte, bahçe, tarla işleri ile birlikte KENE MEVSİMİNİNİN de başlaması, dolayısıyla Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı ve insanlarda ölümlerin görülmesi söz konusu olabileceğinden, EMEKLİ DE olsam, sorumluluk bilinciyle yıllardır yaptığımız uyarıları, yapılması gerekenleri; YETKİLİLERE, ETKİLENENLERE bir kez daha hatırlatmak istedim.. Ülkemizde 2002 yılında Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi ile gündeme oturan, popüler olan ve 7’den 70’e herkesin tanıdığı keneler, biz...
  • ANTİOKHEİALI YAŞLI KADIN

    25 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Kültür Sanat, Tüm Manşetler

    Üçüncü cemre düştüğünde, karlar erimeye başlamıştı. Kentin sokaklarında eriyen karların suları, bulanık bir şekilde akmaktaydı. Bir zamanlar düzgün taş döşeli olan sokaklar artık bütün özelliğini kaybetmiş, kanalizasyon sistemi tıkanmış, sular caddenin yüzeyinde sessizce akmaya başlamıştı. Bahar güneşinin sıcaklığı kendini iyice hissettirirken, yaşlı kadın kahvaltısını yapmış, mutfağın penceresinden güneşin ışıklarını izleyerek, derin düşüncelere dalmıştı. On üç yaşında evlenip geldiği bu evde geçirmiş olduğu günlerin hayaline dalmıştı ki, hizm...