Son Dakika
Emhal Besi Çiftliğine bayan eleman aranıyor
Yalvaç’ın üreten ve üretken markası: DURUTÜRK
ELBENGİLİ PVC-Alüminyum-İnşaat’tan BAYRAM TEBRİKİ
Yalvaç’ta perde, tül ve nevresimin adresi: ERTEN…
Yalvaç’ta 15 yıldır el yapımı PİZZA’nın tek adresi: Dr. Pizza…
Yalvaç’ın kazanma ustası 10. seçiminden %95’le galip çıktı
Yalvaç’ın ekonomik ve sosyal hayatı açısından tarım sektörü büyük bir önem taşımaktadır.
Daha önce bu konuyla ilgili birkaç kez daha yazmış ve şunu vurgulamıştım: Yalvaç’ın çıkış yolu, tarım ve tarıma dayalı sanayidedir.
Zira, Yalvaç’ın mevcut insan kaynakları ve üretim bilgisi sermayesine baktığınızda, bu şehrin bir sanayi ve hizmet şehri olma potansiyeli bulunmamaktadır. Zira, bu sektörlerin kültürü ve gerektirdiği insan kaynakları birikimi Yalvaç’ta yok ve transfer maliyeti de altından kalkılacak düzeyin çok üzerinde.
Bundan şu anlam çıkmasın: Yalvaç’ta sanayi tesisi olmaz, hizmet kuruluşu çalışmaz. Tabii ki, mevcut nüfusun ve ekonomik yapının gerektirdiği ölçüde sanayi ve hizmet kuruluşları olacaktır.
Buradaki kastımız, şehri kalkındıracak, bu şehre merhale atlatabilecek sektörün tarım sektörü olduğu gerçeğini vurgulamaktır.
Onun için, Yalvaç’ın geleceğini kurtarmak, şehri kalkındırmak, göçü durdurmak ve büyümek için tarımda ezberlerini bozarak, yeni bir yol haritası çizmenin adımlarını atmalıdır.
Tarım, pek çok bileşeni olan ve küreselleşen dünyada serbest piyasa şartlarından en çok etkilenen sektör. Plansız, programsız üretim sürecine sahip ülkeler ve şehirlerin bu çok bileşenli sektörde ayakta durup büyümeleri mümkün değil.
Bu manada, dünyayı ve geleceği de iyi okuyarak yeni bir yol çizmeye ihtiyaç var.
Bakın, gelecek için Türkiye tarımına dair uzmanların öngörülerinden birkaç cümle aktarayım size:
“(…) 21’inci yüzyılda petrol coğrafyasında su ve toprak çok önemli. 25 milyon hektar toprağa ve 112 milyar metreküp suya sahip Türkiye, petrol coğrafyasında farklı biçimde öne çıkıyor. Ve Türkiye’nin küresel güç olması için sahip olduğu toprak ve su üzerinden tarımda gıda güvenliği kartı oldukça önemli. Dünya siyaseti gıda güvenliği üzerinden yürüyor. Türkiye şu an bir sınır noktasında, ya doğru kararı vererek tarım, hayvancılık ve gıdada dönüşüm yaparak yüzyılı kazanacak ya da tarımdaki dönüşüm programını Anglosakson geleneğine teslim edecek. (…)”
Yalvaç’ta bir karmaşa halinde yürüyen ve öyle ya da böyle üreticinin karnını doyurmasını sağlayan tarımın bu haliyle sürdürülmesi, artık mümkün görünmemektedir.
Yalvaç ne yapacak? Seracılık mı, hayvancılık mı, kayısıcılık mı, armutçuluk mu, üzümcülük mü, bakliyatçılık mı?.. Bu seçenekleri uzatabiliriz. Zira, Yalvaç’ta üretimin yapısı, bu ölçüde parçalı ve dağınık.
Doğru seçenek hangisi? Bu doğru seçeneği bulmak için, sadece Yalvaç’a değil, bölgeye, ülkeye ve tüm dünyaya bakmak şart. Belirlenen seçenekle ilgili de tüm paydaşların el ele, büyük bir enerjiyle çalışması şart.
Yoksa?.. Yoksasını anlatarak moral bozmak istemiyorum. Çünkü bu yazı, bir toparlanma, silkelenme ve el ele çağrısı amaçlayan bir yazı…
Yalvaç’ı ayağa kaldırmanın yolu tarımdan geçiyor. Artık bunun zamanı, haydi…
Etiketler: Özgür Kaya » ÖzyalvaçYorum yapabilmek için Giriş yapın.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI
30 Ağustos 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler
24 Ağustos 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler
30 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler
25 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Kültür Sanat, Tüm Manşetler