logo

reklam

YALVAÇ KÜLTÜRÜNE YENİ BİR KATKI: “ERTUĞRUL’UN DEDESİ/CAN BORCU”

Prof. Dr. Nuri KÖSTÜKLÜ

 

Her Yalvaçlı’nın kendini rahatlıkla içinde bulabileceği yeni bir roman, hatta Yalvaç hakkında ilk roman diyebileceğimiz güzel bir çalışma yayınlanmış bulunmaktadır. Bir edebî ürün olarak roman;  okuyanın ufkunu genişleten, ait olduğu dönemin kültür ve edebiyatını aktaran eserler olmakla birlikte biz tarihçiler için de önemli bir kaynak mesabesinde addedilir. Hatta öyle ki, tarih eğitiminden beklenen “millî kimlik”, “millî şuur” kavramlarının inşasında romanların büyük payı vardır. Bu cümleden olmak üzere, fevkalade dil ve uslûp zenginliği içinde kaleme alınan Ertuğrul’un Dedesi/ Can Borcu (www.postkitap.com),  sivilizasyon tesirlerinden uzak kalmış buram buram Türk/İslam kültür ve medeniyetinin yaşandığı Yalvacımızın havasını bana yeniden teneffüs ettirdi.

Balkan Savaşlarından itibaren Türk milletinin adeta varolma veya yokolma çizgisine geldiği 10 yıllık savaş dönemi ve bu dönemde Anadolu Türkü’nün terhis tarihi bile belli olmayan vatan savunması süreci, bu süreçte yaşanan yokluklar, kıtlıklar ve hastalıklar. Ama “vatan sevgisi imandandır” düsturunu şiar edinen Yalvaçlı dualarına sığınarak geleceğe hep umutla bakmıştır. Aslında 11., 12. yy.dan itibaren  “Pisidia”yı, “Yalvaç” yapan Oğuzların karakteristik özelliğidir bu. Bugün bile hala, Yalvaç’ın da içinde bulunduğu Toroslardaki Türkmen oymakları, ayağında “yırtık kara lastik” olsa da “Allah devletimize milletimize zeval vermesin” sözünü ağzından hiç düşürmez. “Sabır”, “şükür”, “çalışmak” ve “umut” onun hayat felsefesinin temel direkleridir. “ERTUĞRUL’UN DEDESİ”nde de ben bunları gördüm.

Romanın bütünlüğü içinde;  Savaş yılları, Eve dönüş, Yıkılan Ev, Hayata Tutunma, Yeşeren Umutlar, Yeni Hayat, Yokluk Diz Boyu, Eve Doğan Güneş, Tek Başına Bir Ordu, Geniş Aile başlıklarında toplayabileceğimiz ve aslında hemen bütün Yalvaçlının dedelerini / ceddini anlatan bir gerçeklik sunuluyor.

“Bazen ışığımızı kaybederiz, güneşimiz kararır.

Üstümüzü koyu bir bulut, ufkumuzu sis kaplar.

Rüzgârlar uğuldamaya, şimşekler kılıçlarını çekmeye başlar. Bir fırtına görünür ufukta ki her şeyi sarsarak çiçekleri kırmaya, yeşili, pembeyi savurmaya başlar.”  İfadeleriyle başlıyor roman…

“Bu hikâye hepimizin hikâyesidir. Çünkü gerçek yaşanmışlıkların roman tarzında kurgulanmasından meydana geldi.” Diyor yazar Mahmut Topbaşlı…

Balkan seferberliği çağrısıyla 1914 yılında evinden ayrılıp “İhtiyat askeri” olarak cepheye koşmasıyla başlayan olaylar zinciri 1967’de dedesinin vefatıyla sonlanıyor. 50 yıllık bir macera, hayat kavgası oya gibi işleniyor. Yalvaç’ın sosyal ve kültürel hayatı sayfalarca nakış nakış sunuluyor. Aslında burada sunulan, Anadolu’daki Türk/İslam kültürünün, hayat tarzının tipik karakteristiğidir.

Yazarlık ve şairliği ile temayüz eden, Mahmut Topbaşlı’nın yayınlanmış 8 şiir kitabı, 17 çocuk hikâyesi kitabı, 1 deneme kitabı ve Roman. 8-10 dergide şiir ve edebiyat yazıları bulunmaktadır. Yalvaç’ın romanı Ertuğrul’un Dedesi/ Can Borcu’nun (www.postkitap.com)  yazarı Mahmut Hoca’yı bu güzel çalışması için tebrik ediyorum.

Etiketler: » » » »
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.