logo

reklam

ŞİRKET VE UN DEĞİRMENLERİ


admin
ozyalvac@hotmail.com

Yalvaç’ta su çıktığı denen… Tüm değirmenleri çevirip; bütün mahallelerin çeşmelerine içme ve kullanma suyu sağlayan yer; çok önemliydi.

Getirilen buğday, arpa, çavdarlı buğday vs…yi öğüten değirmenciler; ücretlerini ya para olarak veya öğütülen mahsulden belli bir pay alarak karşılarlardı.

Değirmenlerin bulunduğu yamacın karşısında; ŞİRKET de denilen, Sümerbank’ın deri fabrikası bulunuyordu. Orada çalışan usta ve işçilerin hangi saatte uyanacakları ve hangi saatte işyerine hızlıca yürüerek gelecekleri; ilçenin her yerinden duyulan fabrika düdüğünün sesine göre ayarlanıyordu. O durum halkın; saatin kaç olduğu hakkında bir tahmin yapmasını da, kolaylaştırıyordu.

Şirket; ilçe delikanlılarına ve adamlarına, epeyce yıllar iş sağlayarak ücret ödemiş ve halka istihdam yaratmıştı.

İlçe, tabakhane denen *(Debbağhane)siyle ve deri fabrikasıyla; *Yeniciler arastası denen; ayakkabı imal edenlerin bulunduğu, çarşısıyla, *üstelik; eski ayakkabıları tamir edenlerin toplandığı; Eskiciler arastasıyla yoğun bir “Gön” de denilen deri işleme fabrikası gibiydi adeta…

Sınıf arkadaşlarımızın birinin soyadı bile; “KOCA GÖNCÜ” idi.

Hayvan derileri hangi işlemden geçerse geçsin; kötü kokar…

Bilhassa Tabakhane’de çalışanların elbiselerine, hatta tüm vücutlarına yerleşen koku; metreler ötesinden bile hissedilirdi.

İlçenin gerilemesi ve ekonomik çöküşü; Sümerbank Deri Fabrikasının, üst makamlar ve yetkililerce İstanbul’a götürülmesiyle başladı.

Tabakhane gene de, uzun yıllar birçok insana istihdam ve gelir sağladı. Fakat etraflarına kötü koku yaymaktan mahcup olan dericiler; birer ikişer mesleği bıraktılar.

Ekmek parası kazanmak için Söke ve çevresindeki tarım bölgelerine PAMUK Çapasına gidenler çoğaldı.

“Ne iş olsa yaparım!” diyerek birçok aile reisi de; İstanbul’a göçtüler. İlçemiz sönükleşti.

Ayakkabı imalatı için gerekli olan Deriler; uzak yerlerden çok daha pahalıya mal olarak getirilince; ayakkabıcılık da büyük darbe aldı.

Etiketler: »
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • BÜYÜK BAŞKOMUTAN, BÜYÜK TAARRUZ, BÜYÜK ZAFER…

    30 Ağustos 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    İkinci Viyana kuşatmasından (1683) tam 238 yıl sonra ilk defa Sakarya Meydan Muharebesinde toprak kaybedilmemiş, 22 gün 22 gece (23 Ağustos-13 Eylül) süren “HATTI MÜDAFAA YOKTUR, SATHI MÜDAFAA VARDIR. O SATIH BÜTÜN VATANDIR anlayışıyla gerçekleştirilen SAKARYA meydan savaşında kanlı çarpışmaların ardından durdurulan düşman, Sakarya Nehrinin batısına püskürtülmüş ve bağımsızlık yolunda en önemli adım atılmıştır, düşman ordusunu tamamen yurttan atmak amacıyla bir yıl kadar süren hazırlık döneminden sonra, 26 Ağustos 1922'de Başkomutan Mustafa Kem...
  • SOKAKTAN MECLİSE BÖYLE NEREYE?..

    24 Ağustos 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    O gün sabah erken kalktım. Hava sakindi. Üç gündür dağdan esen sert ve şiddetli, aynı zamanda sıcak rüzgâr dinmişti. Denize gidebilirdim. Mayomu giydim ve yaklaşık 600 metre uzaklıktaki denize hızlı adımlarla kısa sürede ulaştım. Yaklaşık 1 saat deniz kenarında yürüyüş ve yüzmeden sonra biraz yorgun vaziyette dönüş yolunda, bahçesinde etrafı temizleyen 50-55 yaşlarında zaman zaman ayak üstü sohbet ettiğim Hakan’a rastladım. Kendisi mühendisti, zamanında İstanbul da şirketleri ve iyi bir hayatı olmuş, ancak hayatın acımasız yanlarını da yaşam...
  • Kırım – Kongo Kanamalı Ateşi; Keneler ve Düşündürdükleri

    30 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Tüm Manşetler

    İçinde bulunduğumuz ay itibarıyla havaların ısınması, yağmurların yağması ile birlikte, bahçe, tarla işleri ile birlikte KENE MEVSİMİNİNİN de başlaması, dolayısıyla Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı ve insanlarda ölümlerin görülmesi söz konusu olabileceğinden, EMEKLİ DE olsam, sorumluluk bilinciyle yıllardır yaptığımız uyarıları, yapılması gerekenleri; YETKİLİLERE, ETKİLENENLERE bir kez daha hatırlatmak istedim.. Ülkemizde 2002 yılında Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi ile gündeme oturan, popüler olan ve 7’den 70’e herkesin tanıdığı keneler, biz...
  • ANTİOKHEİALI YAŞLI KADIN

    25 Nisan 2024 Köşe Yazıları, Kültür Sanat, Tüm Manşetler

    Üçüncü cemre düştüğünde, karlar erimeye başlamıştı. Kentin sokaklarında eriyen karların suları, bulanık bir şekilde akmaktaydı. Bir zamanlar düzgün taş döşeli olan sokaklar artık bütün özelliğini kaybetmiş, kanalizasyon sistemi tıkanmış, sular caddenin yüzeyinde sessizce akmaya başlamıştı. Bahar güneşinin sıcaklığı kendini iyice hissettirirken, yaşlı kadın kahvaltısını yapmış, mutfağın penceresinden güneşin ışıklarını izleyerek, derin düşüncelere dalmıştı. On üç yaşında evlenip geldiği bu evde geçirmiş olduğu günlerin hayaline dalmıştı ki, hizm...