logo

reklam
19 Kasım 2020

Cesur, gençlerin neden “Oy Moy Yok” dediğini anlattı

İYİ Parti Isparta Milletvekili Dr. Aylin Cesur, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesi üzerine görüşülürken yaptığı konuşmalarda hükümetin gençlik politikalarını eleştirdi, gençlerin sorunlarını bir bir anlattı. Konuşmasında kullandığı istatistiklerle dikkat çeken Cesur, mevcut politikalar yerine uygulanması gereken gençlik politikalarının neler olması gerektiğini sıralayarak, İYİ Parti’nin sadece var olan politikaları eleştirmek yerine iktidara aday yapıcı bir muhalefet ortaya koyduğunu bir kez daha gösterdi.

 

GENÇLİK POLİTİKALARI İÇİN AYRILAN BÜTÇE YETERLİ DEĞİL

Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesinin 2020 yılında Genel Bütçe’nin yalnızca %1,6’sını oluşturduğunu hatırlatan Aylin Cesur, bütçe için ayrılmış 17 Milyar TL’nin iyi gençlik politikaları oluşturmak için yetersiz olduğunu söyledi. Cesur, bütçenin çoğunluğunun gençlikten ziyade spora ayrıldığına da dikkat çekerek bu meblağın tamamının sayıları 16 milyonu bulan gencimize ulaşmadığını belirtti. Almanya Federal Bütçesi’nden sadece Gençlik Politikaları için ayrılmış oranın %2,98, yani 10 milyar 448 milyon Euro olduğunu ve Almanya’nın genç sayısının 8,5 milyon olduğunu verilerle ortaya koyan Cesur, bütçe payı bazında genç başına Türkiye’de Almanya’ya kıyasla yalnızca 4’te 1 oranında kaynak düştüğünü, Euro/TL hesabında ise bu farkın çok daha büyük olduğunu söyledi.

 

GENÇLİK MERKEZLERİ HOBİ ALANLARI OLMANIN ÖTESİNE GEÇMELİ

Bakanlığın en büyük hizmet projeleri arasında saydığı Gençlik Merkezleri’ni de inceleyen Cesur, bu merkezlerden 1,5-2 milyon gencin faydalanmasına rağmen bu merkezlerde sunulan içeriğin dil kursları ve yazılım eğitimleri de dahil olmak üzere, en iyi ihtimalle hobi etkinliği olarak kaldığını ve gençlerin topluma katılabilmesi için ihtiyaç duyacağı donanımları vermekten uzak olduklarını belirti. Gençlik Merkezleri’nin performansını 2018 OECD Gençlik Envanteri raporu ile ortaya koyan Cesur, Türkiye’de gençlerin kayıtlı olarak yalnızca yüzde 4’ünün spor ve hobi faaliyetlerinde, yüzde 3’ünün sanat, müzik ve eğitim alanında, yüzde 2’sinin iş örgütleri ve sendikalarda, yüzde 3’ünün insani yardımlaşma kurumlarında ve yüzde 2’sinin çevreyle örgütlerde, yüzde 5’ininse siyasi parti ve organizasyonlarda yer aldığını belirtirken, bu oranların OECD ülkelerinde spor için %30-50 bandında, diğer alanlar için %7-20 bandında yer aldığını söyledi.

 

MEVCUT POLİTİKALAR GENÇLERİ ALICI KONUMUNDA TUTUYOR

Şu ana kadarki vizyonun gençleri hep alıcı konumda bıraktığını, ve gençlerin sadece toplumun gençlere biçtiği role hapsedildiğinin altını çizen Cesur, “Bütün Dünya, dahil olarak öğrenme odaklı, sahada öğrenme metotlarına geçiyor. Biz hala geleneksel eğitim metotlarında sıkışmış durumdayız. Gençlerimiz çok hevesli, hayata bir yerden dahil olmak istiyorlar. Onlara nereden başlanır; toplumda, sektörlerde, ülke yönetiminde işler nasıl yürür; buralara gençlerimizi kanalize edecek araçların ve ara programların sunulması gerekir.” diyerek gençlik politikalarında olması gereken yaklaşımı ortaya koydu.

 

GENÇLERİN DÜNYA İLE ETKİLEŞİMİ AZALTILIYOR, GENÇLER ÜLKEYİ TERK EDİYOR

Genç işsizliğinin 2002’de %19’dan 2020’de %27’ye çıkmasının ve son 4 yılda 404 bin vatandaşımızın ülkeden ayrılarak yurt dışına yerleştiğini belirten Cesur, gençleri hayata katılımcı kılacak programlardan yoksun bırakılmasının ve demokratik kurumların zayıflatılmasının bu sonuçların alınmasında büyük payı olduğunu belirtti. Cesur, metropollerden Avrupalıların ayrılması ve turist profilinin çeşitsizleşmesinin yanı sıra yabancı şirketlerin ve yurt dışı kaynaklı projelerin faaliyetlerinin ülkemizde azalması ile beraber gençlerin dış dünya ile ülkemizde iletişimin azaldığına dikkat çekerken, kurdaki artışlarınsa gençlerin yurtdışında turizm ve eğitim faaliyetlerinde bulunmasını zorlaştırdığını vurguladı.

 

DÜNYA İLE İLETİŞİM İÇİN GENÇLERE ÖZELLİKLE İNGİLİZCE’NİN ÖĞRETİLMESİ LAZIM

Konuşmasında ayrıca Dünya’da internet üzerinden bilgi ve içeriklerin paylaşımının hızla arttığının ve bu paylaşımın çoğunlukla İngilizce dili üzerinden yapıldığını hatırlatan Cesur, “Sosyal medya ve internet platformlarında Türkçe kaynak havuzunun İngilizce kaynak havuzun 1000’de 1’ini bile oluşturamadığı bir ortamda, gençlerimizin çoğunun İngilizce bilmemesi çok ciddi bir olumsuzluk” diyerek 2016 Eurostat verilerine göre Türkiye’de yabancı dil bilmeyen nüfusun %81,8 olduğunu ancak bu oranın Avrupa’da %40’ın altında olduğunu paylaştı. Bütün bunlar bir araya gelince gençlerimiz küreselleşmeden ve dünyada gittikçe daha katılımcı olan gençliğin gerisinde kalındığını vurgulayan Cesur, “Gençlerimizi kırtasiyecilikten ve bürokrasi okyanusundan kurtarmamız gerekiyor.” dedi.

 

ÜNİVERSİTELİLERİN YAPISAL BİR GEÇİM PROBLEMİ VAR, DİĞER BAKANLIKLARLA KOORDİNELİ ÇALIŞILMALI

Son olarak üniversitelilerin geçim sorununa değinen Cesur, gençlerin geçimlerini sağlamak için KYK kredilerine muhtaç kaldığını ancak plansız eğitim ve istihdam sebebi ile mezuniyetten sonra borçlarını ödeyemediklerini söyledi. İrlanda, Almanya gibi AB ülkelerinde gençlerin haftada 20 saat çalışarak hem derslerine yeteri kadar vakit ayırdığını hem de o ülkelerdeki saat başı asgari ücret olan 10-12 Euro’yu kazanabildiklerini hatırlatan Cesur, iş piyasasının gençlerin gerçek işlerde yarı zamanlı çalışabileceği şekilde düzenlenmesi gerektiğini, gençlerin çalışmayı arzu ettiğini ve bakanlıkların bunun için koordineli çalışması gerektiği söyledi. “Aynı yöntemle gençlerimizin eline haftada 20 saatlik yarı zamanlı çalışma için mesela asgari ücretin yarısı olan 1150  TL geçebilse, gençlerimizin KYK borcu almasına gerek kalmazdı” diyen Cesur, Avrupa’da gençlerin üniversite sonrası bir yıllarını kendilerini geliştirmek için adadıkları “Gap Year” (Ara Yıl)’ın Türkiye’de gençler arasında “Zoraki İşsizlik Yılı” olarak geçtiğinin altını çizdi. Bütün bu sorunlarla mücadele eden gençlerin içine düştüğü psikolojik sorunları da dile getiren Cesur, Gençlik ve Spor Bakanı’na bahsedilen sorunların çözümü için herhangi bir plan veya devam eden çalışmaların olup olmadığını sordu. 

İşte İYİ Parti Isparta Milletvekili Dr. Aylin Cesur’un, 13 Kasım 2020 tarihli, Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesi üzerine TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmelerinde yaptığı gençliğin ülkemizdeki durumu ile ilgili konuşması:

Sayın Bakanım, Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri; ben de herkesi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, gençlerimiz “Oy moy yok.” dediler. Neden oluyor bunlar, ben biraz bunlardan bahsetmek ve size sualler yöneltmek istiyorum.

Bakanlık her yıl övünerek gençlik merkezlerindeki faaliyetlerde yer alan 1,5-2 milyon arası gencimizden bahsediyor ancak bu merkezlerde verilen kurslar ve etkinlikler içerik olarak hobi faaliyetlerinin ötesine gitmiyor. Mesleki alanda kullanılabilecek ve sivil topluma girişi artıracak herhangi bir nitelik veya formasyon sağlayan merkezler olmadığını görüyoruz. Örnek verelim: Belki normal şartlarda dil eğitimi veya yazılım programları olan kurslar bu manada katkı sağlayabilir; ancak Millî Eğitim Bakanlığı’nın okullarda verdiği dil eğitiminin ötesinde ya da yazılım programı alanında istihdamını sağlayacak nitelikte programlar değil bunlar. O yüzden bu programların seviyelerinin artırılması gerekiyor. Şu ana kadar inşa edilmiş eğitim anlayışında Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın vizyonu ve misyonu hep gençlerimizi bir şey yapmak üzere kurulmuş yani gençlerimiz hep alıcı konumdalar; gençlerimiz hep toplumun onlara biçtiği rolü aslında yapmak zorundalar, gençlere yönelik böyle bir dayatma var ve gençler çok daha fazlasını istiyor; ve aslında hak ediyorlar da.

Şimdi, bütün dünya, dâhil olarak öğrenmeye odaklı, sistem içerisinde sahada öğrenme metotlarına geçmiş, biz hâlâ maalesef geleneksel eğitim metotlarını kullanıyoruz. Gençlerimiz çok hevesli, hayata, topluma bir yerden dâhil olmak istiyorlar ancak nereden başlanır, ilk adım nasıl atılır, toplumun, sektörlerin, ülke yönetiminin hangi katmanında işler nasıl yürür; bu alanlara onları kanalize edecek araçlardan ve programlardan yoksunlar.

Şimdi, bunu devlet olarak eğer siz vermezseniz, genç işsizliğinin yüzde 27’lere dayandığı ülkemizde kaygı, umutsuzluk ve antidemokratik ne lazımsa, eğer hâkimse bir de, bunlar gençlerimizin ülkeden kaçmasına sebep oluyor ve imkânı olmayan da gitmeyi hayal ediyor. Türkiye’nin gençlerimize sunduğu, Türkiye’de kalarak küreselleşebilecekleri bir rotası yok yani. 2002’de yüzde 19 olan genç işsizlik oranı yüzde 27’lere çıkmış ve 2019’da 330 bin kişi buradan gitti, bunun 84 bini Türk vatandaşı. Türk kökenli olan 404 bin vatandaşımız son 4 yılda kaçmış ülkeden. 2016’dan beri ülkemizden ayrılanların sayılarına baktığımızda da 177’binlerden 330’binlere varmış; artmış gidenler. Bu nedenle bunun mutlaka dikkate alınması gerekiyor. Sonra, uyuşturucu kullanma yaşına bakıyoruz, 9 yaşına inmiş ve 2019’da 340 kişi uyuşturucudan ölmüş.

Şimdi, Sayın Bakanım, metropollerimizden Avrupalılar gitti, turist profili çeşitsizleşti, pek çok yabancı firma ülkeden ayrıldı ya da küçüldü, yurt dışı kaynaklı proje fonları azaldı. Kur artışıyla gençlerin turistik faaliyetleri ve eğitim faaliyetleri olumsuz etkilendi. Mesela, paralı yayınları da takip etmek gençler için zorlaştı.

Örnek verelim; çok sınırlı sayıda kamu stajı olması, eğitim-sektör bağlantısını sağlayacak yüksekokul seviyesinde karma iş okullarının olmaması, sivil toplum kuruluşları ve derneklerde gençlere yer verilmiyor olması var ve daha da bu örnekler artırılabilir aslında. Biz, 2018 OECD Gençlik Envanteri Raporu’na baktık. Buna bakınca Türkiye’de gençlerin kayıtlı olarak yalnızca yüzde 4’ü spor ve hobi faaliyetlerinde, yüzde 3’ü sanat, müzik ve eğitim alanında, yüzde 2’si iş örgütleri ve sendikalarda, yüzde 3’ü insani yardımlaşma kurumlarında ve yüzde 2’si çevreyle örgütlerde, yüzde 5’i siyasi parti ve organizasyonlarda yer almış. 7,5 milyon gencimiz ise geçen sene internet kafelerde.

Şimdi, OECD ülkelerinde bu rakamlara bakınca yüzde 7 ila yüzde 20 arasında bir bantta olduğunu söylersek ve spor alanında özellikle yüzde 30 ila 50 civarında olduklarını söylersek bizdeki başarısızlık ne durumda daha anlamlı hâle gelir az önce Türkiye için verdiğim rakamlar. Özür diliyorum, bu durumda ya bir anlaşılamama durumu var hadisenin boyutunun ne olduğunu; ya da bir vizyon eksikliği var. Eğer, siz kalkıp yaptığınız hizmetlerle az önce olduğu gibi övünürseniz, haklısınız övünürsünüz ama niteliğe bağlı olarak sonuçları böyle olunca bu hizmetlerin övünülecek bir yanı kalmamış oluyor çünkü on sekiz yıldır siz yönetiyorsunuz bu ülkeyi.

Almanya’ya bakıyoruz, Almanya federal bütçesine. 2020 yılında bütçenin yüzde 2,98’i gençlik politikalarına ayrılmış ve 10 milyar 448 milyon 322 bin euro ediyor bu. Biz de, 2020 bütçesinden ayrılan oran yüzde 1,6 ve üstelik Bakanlığın sorumluluk alanında sporda var ve bütçenin çoğu da bu alana kaydırılmış vaziyette bir de böyle baktığınızda katbekat artıyor.

Yine, genç nüfusumuz 16 milyonken, Almanya’da genç nüfus 8,5 milyon. Böyle bakınca 1 kat daha artıyor. Yani nominal farka bakmazsak eğer Almanya her bir gencine sizin kendi gençlerimize layık gördüğünüzün 4 katını veriyor ve nominal farkı da alacak olursak bizdeki 17 milyar TL, 10,5 milyar euro yanında bir çerez parası bile değil. Herhâlde Almanlar bizi bu yüzden kıskanıyorlar.

Şimdi, topluma dâhil olma yönünde gençlere alan açılmıyor diyorum ya…

Aslında, küreselleşme yeni dünyada yerini almış bir trend ve dünya gençliği daha çok katılımcı olmaya odaklı. Gençlerimizin çok daha katılımcı olmaya başlaması gerekiyor. Bütün bunlardan, kırtasiyecilikten ve bürokrasi okyanusundan gençlerimizi kurtarmamız gerekiyor.

Sosyal medya ve internet platformları üzerinden dünya gençleri inanılmaz bilgiler paylaşırken, bizim gençlerimizin hâlâ İngilizce kaynak ve içeriklerin Türkçe’nin İngilizce’ye göre binde bir bile olmadığı bir ortamda İngilizce bilmiyor olmaları veya toplumda çok az İngilizce biliniyor olması çok ciddi bir olumsuzluk. Eurostat 2016 verilerine göre Türkiye’de yabancı dil bilmeyen nüfus yüzde 81,8. Avrupa’da yüzde 40’ın altında. O yüzden bunların derlenip, toparlanıp Bakanlık tarafından diğer bakanlıklarla birlikte koordineli bir şekilde götürülmesi gerekiyor.

Ben de bütçenin miktarının az olduğunu düşünüyorum, az önce söyleyememiştim. Gençlik ve Spor Bakanlığı çok önemli, kesinle artırılmalı, bunu destekliyoruz. Bununla beraber yanlış bilgiler verildi, özellikle öğrencilerin KYK borçlarıyla ilgili.

Şimdi, KYK kredilerinin geri ödenmesi var ve 2020 bütçesinden ayrılan 7,8 milyar lira yap-işlet-devret kapsamında köprü ve otoyol geçişlerine, garantilere; KYK borçlarını ödeyebilirdi mesela. Bu sizin Bakanlığınızın problemi değil, yapısal bir sorun ve diğer bakanlıklarla beraber olarak bu işin çözülmesi gerekiyor. 280 bin öğrencinin KYK borcu var, icra takibine alınmış. Bununla ilgili Bakanlığın gençler için yapmayı düşündüğü herhangi bir projesi var mı? Bunu nasıl çözmeyi düşünüyorsunuz? Bunu sormak istiyorum.

Bir de yarı zamanlı işlerin azlığı da gençlerimizin yüklerini artırıyor. Üniversitede okuyan öğrenciler çalışmak istiyorlar ama Almanya’da, İrlanda’da saat başı 10-12 euro çalışma ücretleri alırken ve 20 saat çalıştırılırlarken Türkiye’de durum böyle değil. Oysaki haftada 20 saat çalışıp yarı zamanlı iş, istihdam sağlayıp 1.150 lira eğer verecek olursak KYK’ye falan da çocukların ihtiyacı kalmayacak. Bununla ilgili Gençlik ve Spor Bakanlığının herhangi bir projesi var mı?

Üniversiteden sonra Avrupa’da “gap year” dedikleri bir yıllık bir vakit var gençlere. Bizde bu yıl maalesef zoraki işsizlik yılı ve az önce hani çocuklar “Neredeyse intihar edecekler…” “Çok kötü bir tablo çizdiniz.” dendi, maalesef doktor olarak çocukların o duruma geldiğini söylemeliyim. Gençlerin özellikle “Size oy moy yok.” dedikten sonra psikolojileriyle alakalı Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak gençlere ne tür destekler yapılması planlanıyor? Ben bunu sormak istiyorum.

Son olarak, Isparta seçim bölgem, spor müsabakaları için ve her türlü spor için çok uygun yatırım yapmaya, sağlık bakımından da çok uygun, sağlık ve spor bakımından yatırıma ihtiyacımız var. Gerek Eğirdir su sporları için, gerek Davraz kayak bakımından ve hem merkezi, hem çevresi çok uygun ancak yatırıma ihtiyacı var.

Sizi bakanlık olarak Isparta’ya destek olmaya ve yatırım yapmaya davet ediyorum.

Artırılması lazım Sayın Bakan, daha çok genişletilmesi lazım, ayrıca Isparta’da nüfus çok da genç, üniversitelerimizden dolayı.

Bir de Spor Toto sponsorluğu istiyor Ispartaspor. Ispartaspor’a, BAL Ligi’nden üst lige çıkmış olan Ispartaspor’a da destek olursanız Ispartasporlular ve Isparta halkını çok mutlu edeceksiniz. Teşekkür ederim.”

Konuşma videosu da şöyle:

Etiketler: » » » »
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.