logo

reklam
10 Ağustos 2024

Sücüllü Baraj Gölü’nde çalışma yapan bilim insanlarından önemli uyarılar

İlçemizin en büyük baraj gölü olan Sücüllü Baraj Gölü’nde yapılan bilimsel çalışma, göl suyunun kalitesinde çeşitli sıkıntılar yaşandığını ve önlem alınmazsa daha olumsuz sonuçlar ortaya çıkacağını öngörüyor.

Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi, Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr. Osman Çetinkaya ve Tarım ve Orman Bakanlığı, Beyşehir İlçe Müdürlüğü’nde görevli Ayça Aslantürk tarafından yapılan ve ünlü su bilimleri dergisi Acta Aquatica Turcica’da yayımlanan, “Sücüllü Baraj Gölü’nün (Isparta) Trofik Durumunun Belirlenmesi” başlıklı makalede, Sücüllü Baraj Gölü’nde yapılan ölçüm ve analizler sonucunda ortaya çıkan tespitler paylaşılarak çeşitli öneriler sunuldu.

Çalışmada, Sücüllü Baraj Gölü’nün 1973 yılında sulama ve sel kontrolü amacıyla inşa edildiği, daha sonra sazan aşılandığı ve kafeslerde alabalık yetiştiriciliğinde kullanıldığı kaydedilerek; Mayıs 2017 – Nisan 2018 arasında yapılan bu çalışma ile Sücüllü Baraj Gölü’nün trofik durumunun belirlenmesinin amaçlandığı vurgulandı.

Çalışmayı gerçekleştiren Çetinkaya ve Aslantürk, makalede baraj göllerinin önemini şu şekilde açıklamışlar: “Dünya toplam su rezervinin yaklaşık %3’ünü oluşturan tatlı su kaynakları içerisinde, canlılar tarafından kullanılabilir haldeki göl ve nehirlerin oranı sadece %0,27’dir. Sanayileşme ve nüfus artışına bağlı olarak içme ve kullanma suyu ihtiyacı günden güne artmaktadır. Bu yüzden mevcut doğal kaynakların korunması ile baraj ve gölet gibi yeni su kaynaklarının oluşturulmasına ihtiyaç duyulmaktadır (Wetzel, 2001).

Baraj gölleri, akarsular üzerine elektrik üretimi, içme suyu temini, sulama, balıkçılık, sel kontrolü ve rekreasyon amacıyla inşa edilen yapay göllerdir. Çok çeşitli avantajları dikkate alındığında enerji üretimi bakımından baraj gölleri termik ve nükleer santrallere kıyasla ön plana çıkmış ve akarsu kaynaklarının varlığı nedeniyle Türkiye’de 700’e yakın baraj inşa edilmiştir. Baraj gölleri bir yandan üzerinde inşa edildikleri akarsuların özelliklerini devam ettirirken aynı zamanda oluşan durgun su kütlesinin özelliğini taşıyan yapılar olmaları itibariyle “nehir-göl hibritleri” olarak tanımlanmaktadırlar. Su toplama havzaları ne kadar geniş ise havzadaki kirlenmeden o kadar fazla etkilenirler (Fakıoğlu vd., 2011; Tepe vd., 2018; Tüzün vd., 2006).

Bir su kaynağının etkin kullanımını belirlemek için öngörülen beklentileri sağlayacak bir izleme programının titizlikle yürütülmesiyle kaynak hakkında bilgi toplanması zorunludur. Baraj göllerinin fiziko-kimyasal, biyolojik özelliklerinin araştırılması ve izlenmesi, göllerden en sağlıklı şekilde sürdürülebilir yararlanma ve su kaynaklarımızın ekolojik yapı ve işleyişlerinin korunması için çok önemlidir. (Emre vd., 2008; Tepe vd., 2018).

Günümüzde su kaynaklarının korunması ve izlenmesi devletlerin en çok önemsediği konulardan biridir. Özellikle içme suyu temini amacıyla kullanılan barajlarda su kalitesinin belirlenmesi ve izlenmesi, mikroorganizmalar yoluyla ortaya çıkacak olan bir kirliliğin büyük bir insan popülasyonunu ilgilendiren sağlık sorunu haline dönüşebilme ihtimali nedeniyle oldukça önemlidir.

Ayrıca özellikleri bilinmediklerinden dolayı bu sularda yapılan balık yetiştiriciliği ve diğer faaliyetler kaynakların ekolojik dengelerinin bozulmasına, belirgin kirlenmeye, ötrofikasyona, faydalı hacimlerinin azalmasına ve erken yaşlanmaya neden olmaktadır.”

Çetinkaya ve Aslantürk, bu çalışmayla, oransal olarak küçük bir alana sahip olan Sücüllü Baraj Gölü’nün biyolojik verimlilik, kirlenmeden korunma, ötrofikasyon riski açısından önemli bir gösterge olan trofik durumun belirlenmesinin amaçlandığını kaydettiler.

Çalışmada kullanılan materyal ve yöntem de şu şekilde açıklandı:

“Sücüllü Baraj Gölü’nün trofik durumunun belirlemek üzere 6 istasyon belirlenmiştir. Mayıs 2017-Nisan 2018 arasında aylık olarak bazı parametrelerin (çözünmüş oksijen(mg/L) ve Secchi diski derinliği (m)) ölçümü yerinde yapılmış, alınan su örnekleri koyu renkli polietilen şişelerle laboratuvara taşınmış ve analizleri yapılmıştır.

Toplam fosfor (µg/L) analizleri Merc fotometrik test kitleri kullanılarak Nova 60 Spektroquant spektrofotometre ile yapılmıştır. Chl-a (µg/L) tayininde spektrofotometrik metot kullanılmıştır. Su örneği Whatman GF/C filtre kağıdından süzülmüş, asetonla ekstrakte edilip ekstrakt absorbansı spektrofotometrede 663 ve 750 nm dalga boyunda okunup hesaplamaları yapılmıştır (Bartram & Ballance, 1996; Lind, 1985).

Trofik durum hesaplamalarında, Carlson trofik durumu belirli bir yer ve zamanda bir su kaynağındaki konsantrasyonunu logaritmik tabanlı hesaplamalarla 0 – 100 aralığında bir indekse dönüştürmüştür. Carlson trofik durum indeksinde (TSI), Secchi diski derinliği, toplam fosfor ve Chl-a TSI değerlerinin ortalamaları eğer 0’a ne kadar yakın ise göl oligotrofik düzeye daha yakın, 100’e ne kadar yakınsa gölün hiperötrofik yapıda olduğu kabul edilir. Carlson’un trofik durum indeksini (TSI) hesaplamak için TSI (Secchi diski derinliği); TSI(Chl-a); TSI(toplam fosfor) hesaplamaları yapılmıştır (Tablo 1). YSKY (2016)’ye göre Trofik Durum İndeksi’nde ise bunlara ek olarak çözünmüş oksijen parametresi kullanılmaktadır (Bulut ve Kubilay, 2018; Tepe vd., 2018).”

Detaylı analizler sonucunda ulaşılan sonuçlar ve öneriler de şu şekilde paylaşıldı:

“Sücüllü Baraj Gölü’ nün Carlson trofik durum indeksine göre, ortalama 58.9 TSI (Secchi diski derinliği), 57.64 TSI (toplam fosfor) değerleri açısından ötrofik ve 36.6 TSI (Chl-a) değerleri açısından oligotrofik özellik gösterdiği yine 51.04 ortalama TSI değerlerine göre ise ötrofik seviyede olduğu belirlenmiştir. YSKY (2016) trofik durum indeksine göre Chl-a ve çözünmüş oksijen değerleri açısından oligotrofik, toplam fosfor ve Secchi diski derinliği açısından ötrofik özellik gösterdiği belirlenmiştir. Göl, Gölet ve Baraj Göllerinde Trofik Sınıflandırma Sistemi Sınır Değerler (15/04/2015 tarihli ve 29327 sayılı RG)’ne göre ise toplam fosfor ve Secchi diski derinliği açısından ötrofik, Chl-a açısından ise oligotrofik özellik gösterdiği belirlenmiştir. Chl-a indeks değerlerinin diğer paramatrelerin indekslerine göre daha düşük değerde çıkması ve gölün Chl-a açısından oligotrofik seviyede olmasının; Sücüllü Baraj Gölü suyunun soğuk olması, gölün rakımının yüksek olması ve göl suyu yenilenme süresinin kısa olmasına bağlanmaktadır. Gölün trofik durumunun ekolojik açıdan tehlikeli boyutlarda olduğu; bu nedenle de Sücüllü Baraj Gölü’nün besin elementi yüklenmesi ile ilgili sonuçların baraj gölü su kalitesinin geleceği ile ilgili çok büyük bir önem taşıdığı görülmektedir.

Sücüllü Baraj Gölü’nün Gelendost (Afşar) Çayı vasıtasıyla bağlantılı olduğu Eğirdir Gölü’nün TSI (Chl-a) 47; TSI (toplam fosfor) 42; TSI (Secchi diski derinliği) 38 ve ortalama TSI 42 olarak hesaplanan değerleri ile Carlson trofik durum indeksine göre mezotrofik seviyede olduğu; OECD (1982) trofik durum indeksine göre toplam fosfor, Chl-a, Maksimum Chl-a ve Secchi diski derinliği parametreleri açısından mezotrofik, toplam azot parametresi açısından oligotrofik özellik gösterdiği; YSKY (2016) ‘ne göre Chl-a ve çözünmüş oksijen değerleri açısından oligotrofik, toplam azot ve Secchi diski derinliği değerleri açısından mezotrofik, toplam fosfor değerleri açısından ise ötrofik özellik gösterdiği belirlenmiştir. Eğirdir Gölü’nün kirlenme etkisini yavaşlatan şartlar göl suyunun yeraltı suyu ile beslenmesi, göl çevresinde endüstriyel faaliyetin ve nüfus yoğunluğunun az olması ile birlikte göl suyunun çözünmüş oksijen içeriğinin yüksek olması sayılabilir. Bununla birlikte göl ile bağlantısı olan derelerde önlem alınması, tarım arazilerinde sulama ve ilaçlama disiplinine gidilmesi ve göl ile bağlantılı yerleşim yerlerinde atık su arıtma tesislerinin kurulması önem taşımaktadır (Bulut ve Kubilay, 2018).

Sücüllü Baraj Gölü’nün su kalitesinin geleceği açısından Sücüllü Baraj Gölü için bir yönetim planı oluşturulmalı ve gölün su kalitesi izleme çalışmaları yapılmalıdır. Bu haliyle kafes balıkçılığına uygun olmadığı görülen Sücüllü Baraj Gölü’de yapılacak kafes balıkçılığı faaliyetleri yapılacaksa gölün su kalitesi iyileştirildikten sonra buna karar verilmelidir. Ayrıca Sücüllü Baraj Gölü’nün Gelendost-Afşar Çayı vasıtasıyla Eğirdir Gölü’nü etkileme potansiyeli olduğundan içme suyu kaynağı olarak kullanılan Eğirdir Gölü’ne etkisi göz önünde bulundurulmalıdır.

Sücüllü Baraj Gölü’nün su kalitesinin korunması ve iyileştirilmesi için Sücüllü Baraj Gölü’nü besleyen kaynaklardan Bağlarbaşı Deresi’ne evsel atık su deşarjının önlenmesi, yerleşim yerlerine arıtma sistemleri kurulması ve Sücüllü Baraj Gölü etrafında tarım arazilerinden kaynaklanan besin elementi yüklemesinin azaltılması gereklidir.”

Etiketler: » »
Share

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.