Koruma Kurulu kararına rağmen tarihi eserlere neden sahip çıkılmıyor?

İlçemiz ve bölgemiz, zengin tarihi değerleriyle Isparta’nın en önemli arkeolojik ve turistik alanı olurken; pek çok tarihi eserin sokaklarda, mezarlarda, metruk yapılarda yok olup gitmesine ilgililerin duyarsız kaldığı eleştirileri gündeme geliyor.

Yalvaç’ın sokaklarında, mezarlıklarında Antiokheia antik kentine ait yüzlerce mimari blok, herhangi bir koruma önlemi alınmaksızın atıl bir biçimde duruyor.  Antiokheia’da 1908 yılında başlatılan kazılar, ülkemizde yapılan ilk kazılar arasında. 1924-27 yılları arasında, Amerikalı bir ekip antik kentte kapsamlı bir kazı çalışması gerçekleştirmişti. Bu kazılarda açığa çıkarılan mimari eserler, 1927 yılından sonra Yalvaç merkezine taşınarak inşaatlarda kullanılmıştır. Ülkemizde ilk defa bir ilçede, yanı başında bulunan antik kent için 1966 yılında bir arkeoloji müzesi açılmıştı. Günümüzde antik kentte getirilen taşlarında kullanıldığı eski yapılar yıkılarak yerine beton binalar dikiliyor. Bu eski yapılardan çıkan antik bloklar, yukarıda da belirtildiği gibi büyük oranda kentin; mezarlıklarına, cadde ve sokaklarına bırakılıyor.

Müze yöneticilerinin ve uzmanlarının görevi, sorumlu oldukları alanlardaki antik yerlerin güvenliğini sağlamak ve bu alanlarda bulunan taşınabilir arkeolojik eserlerin müzeye getirilip koruma altına alınması olarak tarif ediliyor.

Yalvaç’ın bir tarih, turizm ve kültür şehri olduğunu savunan vatandaşlar, “Bugüne kadar müzede yöneticilik yapanlar bu konuya neden eğilmemişlerdir? Ortalık yerlere bırakılmış olan ve birçoğu herhangi bir aracın arkasına atılıp götürülecek ebatlarda olmasına karşın, bu tarihi eserlerin müze ve ören yerine taşınması konusunda neden bir girişimde bulunulmuyor?” değerlendirmesinde bulundular.

Bu konuda, Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 22.07.2010/132 toplantı tarih ve no.lu ve 22.07.2010/4315 karar tarihli ve no.lu yazısı olmasına karşın bugüne kadar Koruma Bölge Kurulu’nun bu kararının yeterince dikkate alınmadığı görülüyor. İşte Koruma Bölge Kurulu’nun o kararı:

KAZI BAŞKANLIĞI’NIN GİRİŞİMLERİ DE DİKKATE ALINMAMIŞ

Özellikle son bir yıldır Pisidia Antiokheia Kazı Başkanlığı’nca, bu eserlerin ören yerine taşınması konusunda girişimlerde bulunulmasına karşın herhangi bir işlem yapılmadığı da öğrenildi.

Bu eserlerin Yalvaç’ın turizm vizyonu açısından yok olup gitmesine göz yumulmaması gerektiğini belirten duyarlı vatandaşlar, “Antiokheia Antik kenti için kurulmuş müzenin yönetici ve uzmanları tam olarak ne iş yapmaktadır? Her gün müzeye giderken önlerinden geçip gittikleri bu eserlerin korunmaya alınması gerekmiyor mu? Müze açılmadan önce Antiokheia kazılarında açığa çıkmış; Afyonkarahisar, Konya ve İstanbul Arkeoloji müzesine götürülen eserlerin, Konya ve Afyonkarahisar’dakiler geri getirilirken, İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde bulunanlar neden geri getirilmiyor? Bu konuda neden herhangi bir girişimde bulunulmuyor? Müze yetkililerimiz bugüne kadar müze ve bu eserler için tam olarak ne yapmıştır? Yaptıkları varsa da bunları açıklamalarını istiyoruz. Ancak, fotoğraflarda da gördüğünüz gibi, pek çok eser halen daha sokaklarda yok olup gitmeye devam ediyor. İlgilileri göreve davet ediyoruz.” değerlendirmelerinde bulundular.

YALVAÇ MERKEZDEKİ ESERLERE SAHİP ÇIKMAZKEN, OSB’DE SİT SORUNU

Diğer yandan, geçtiğimiz günlerde Ak Parti Isparta Milletvekili Osman Zabun ve Yalvaç Belediye Başkanı Mustafa Kodal’ın OSB toplantısında, Yalvaç OSB birinci etabında bazı parsellerde SİT sıkıntısı olduğunu ifade ettiklerine dikkat çekilerek, “Yalvaç’ta pek çok yerde tarihi eserler sahipsiz halde dururken, Yalvaç OSB’ye engel olacak gelişmelerin olduğu haberleri oldukça can sıkıcı. Yalvaç’ın merkezindeki eserlere sahip çıkılmazken, Yalvaç’ın ekonomik olarak önünü açacak OSB için sıkıntı çıkarılması; bu ne perhiz bu ne lahana turşusu misali.” değerlendirmesi yapıldı.